Maya tuttu.
‘Millet iradesi’ düşüncesi, toplumun kılcal damarlarına nüfuz
etti ve artık toplumun tüm hücrelerine yerleşti.
1950’lerden bu yana süren hâkimiyet mücadelesi, millet lehine bu
topraklarda artık kökleşti.
En önemlisi, millet iradesini hâkim kılma mücadelesine tanık olan
bir nesil yetişti bu arada. Gençler artık, kendi kararlarının
öznesi olmak için siyasetin bir imkân olduğunun farkındalar. Bu
nedenle, Türkiye 1 Kasım seçimleriyle hem 2019’u, hem 2023’ü de
kazandı. Yetişkinler, Özal’a, Menderes’e uzanan geçmiş
tecrübelerden ders çıkartarak, siyasete yön verme kapasitelerini bu
sefer etkin biçimde kullandılar. Millet, beş ay gibi kısa bir
sürede, iradesinin gücüyle neler yapabildiğini siyaset sahnesinde
gösterdi; 7 Haziran’da ders verdi. 1 Kasım’da yetki!... Kuşkusuz
bu, on üç yılda damarlarındaki kana karışan özgüvenin
tezahürüydü.
Millet artık siyasetin gücünün farkında ve onu nasıl
kullanabileceğinin bilincinde. Artık siyaseti, mahallesine muhtar,
şehrine vekil seçmekten ibaret görmüyor. Artık, küresel siyasetin
röntgenini dahi çekebilecek bir yetkinliğe sahip.