Günümüz mesleklerinin birçoğunun, önümüzdeki 20-30 yıl içinde ortadan kalkacağı, buna karşılık yeni mesleklerin ortaya çıkacağı öngörülüyor. Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre mevcut mesleklerin %47’sinin yerini bilgisayarlar ya da farklı meslekler alacak. Yine Bill Gates Vakfı’nın bir çalışmasına göre, 21.yy’da mesleklerin %75’I, STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics) içerikli olacak. Yani, Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik…
Birçok ülkede bu alanı güçlendirecek eğitim politikaları düzenleniyor. ‘STEM for girls’ gibi kampanyalar yapılarak, kız çocuklarının bu alanda eğitim alması teşvik ediliyor. Kadınların STEM’e yenilikçi ve farklı bir bakış getirmesi, iş ortamındaki çeşitliliğin, inovasyonu artırması bekleniyor.
Ar-ge çalışmaları ve teknolojik yatırımlar, ortalama 10-20 yılda sonuç verdiğine göre, bu alanlara yatırım için yavaş yavaş koşmak durumundayız.
Türkiye’de eğitim sistemi son yıllarda geniş kesimleri içine alarak demokratikleşti ve tabana yayıldı. Temel eğitimde okullaşma oranı büyük oranlarda arttı. Artık eğitimin niteliği üzerine odaklanmak gerekiyor. Kapsamlı bir master planla gençler ihtiyaca uygun şekilde yönlendirilmeli ki, insan kaynağımız doğru kullanılsın. Gelişmiş ülke olmanın en önemli şartı bu; kaynakları doğru ve etkin kullanmak!
Matematik-Mühendislik alanını güçlendirirken, sosyal bilimler ilgisiz mi kalmalı? Elbette hayır. İyi hukukçular, edebiyatçı, felsefeci ve tarihçiler, siyasetçiler, diplomatlar puzzle’ın diğer en önemli parçaları. Ülkemizde uzunca bir süre zeki ve çalışkan öğrenciler, fen bilimlerine yönlendirildi. Sosyal bilimler alanı, hayli zayıf kaldı. Fakat artık geldiğimiz nokta, disiplinleri ayrıştıran değil, disiplinlerarası köprüler kuran bir eğitim vizyonunu zorunlu kılıyor. Çünkü hayatta hiçbir şey birbirinden bağımsız değil. Sözgelimi temel eğitimde, matematik, müzik, resim ve mimari arasındaki bağı öğrenciye verebilirseniz, yaşam boyu bir çok kapıyı açacak entelektüel farkındalığın da temelini atmış olursunuz.