Halklar sadece bugünkü siyasi dinamiklere göre karar vermiyorlar. Milletlerin hafızasını şekillendiren ben idrakinin derin kökleri var ve bu kökler, belli dönemlerde uç verip, güncel siyaseti dönüştürebiliyor. Siyasetçilerin, entelektüellerin gözlüklerinden birisi olabiliyor. Tıpkı, Türkiye’nin çok katmanlı tarihi mirasının zaman zaman siyasi söylemleri belirlemesi gibi. Bazan bagaj yükleri olarak, bazan gurur verici tarihi olaylar olarak...
Güncel dinamikler, ekonomik göstergeler herşeyi belirliyor gibi görünse de, tarihsel hafıza da güncel siyasetin pusulası olabiliyor.
İngiltere’nin AB’den ayrılma konusunda yaptığı referandum sürecinde de, İngiltere’nin tarihsel hafızasının sıklıkla devreye girdiği, hatta siyasetçiler ve halk için referans kaynağı oluşturduğunu gördük. ‘Üzerinde güneş batmayan bir imparatorluğun varisleri’ kimliği ile, kendi biricikliklerini tarihten güç alarak 21. yy’da yeniden tescillemek istediler. Geleneksel değerlere yaslanan İngiliz toplumu için bu çok da şaşırtıcı değil. Ama rasyonel karşılığı elbette tartışılır.