Çılgın kütüphane’ hayalimiz gerçek oluyor. Hafta sonu İstanbul Büyükşehir Belediyesi ilk adımını attı ve İstanbul’a büyük bir kütüphane inşa etmek üzere iki günlük bir çalıştay düzenledi. Çalıştay, İstanbul’un bir şehir kütüphanesine ihtiyacı var mı? İstanbul Şehir Kütüphanesi’nin fonksiyonları neler olmalı? Şehir Kütüphanesi’nin Koleksiyon Özellikleri ve Şehir Kütüphanesi’nin yeri ve yönetim yapısı şeklinde dört başlık altında gerçekleştirildi. Çalıştay raporunu henüz görmemekle beraber katıldığım oturumlardan edindiğim intiba, bir ‘çılgın bir şehir kütüphanesi’ne olan ihtiyacın tartışılmaz oluşuydu.
İstanbul’un orta yerinde yapılması hedeflenen kütüphanenin kitap ve okuma kültürü çerçevesinde asıl amacına dair özellikleri yanında gençlere ve çocuklara yönelik bir cazibe merkezi olacak unsurlar da içermesi büyük önem taşıyor kanaatimce. Öte yandan adı her ne kadar ‘şehir kütüphanesi’ olsa da, kütüphanenin bir şehir kütüphanesi fonksiyonunu mündemiç ama aynı zamanda bir Türkiye kütüphanesi olarak da planlanması icap ediyor. Zira İstanbul, hem tarihi derinliği itibarıyla, hem de sosyolojik olarak Türkiye’nin bir özeti olması itibarıyla bu geniş çerçeveyi zorunlu kılıyor.
Çalıştay müzakerelerinde altını çizdiğim genel çerçeve şu altı başlıkla özetlenebilir; kütüphane her şeyden önce bir ‘şehir kütüphanesi’nin tüm gereklerini yerine getirecek ve kent belleği oluşturabilecek şekilde planlanmalı. İkinci olarak ‘global perspektif’le planlanmalı, gerek muhtevası itibarıyla uluslararası araştırmacılara hizmet sunabilecek kapasiteye sahip olabilmeli, gerekse kültür turizminin önemli duraklarından birisi haline gelerek İstanbul siluetinin bir parçası olacak biçimde tasarlanmalı.