Son Kudüs-i Şerif başlıklı yazımı, Müslümanların Kudüs’ü terketmemesi lüzumu ile bitirmiştim. Hz. Peygamber’in Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmeyi teşvik ettiğini biliyoruz. Hatta, ‘Beytü’l-Makdis’e gidin ve orada namaz kılın. Eğer oraya gidemez ve orada namaz kılamazsanız, kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin’ buyurduğu biliniyor. Keza, rivayetler Hz. Süleyman’ın, Mescid-i Aksa’ya sadece namaz kılmak niyetiyle gelenlerin bağışlanması için dua ettiğini kaydediyor. İsra ve Miracı anlatan ayetlerde de, ‘çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ ifadesi geçiyor.
Öte yandan, 1948’den bu yana Filistin topraklarının işgali her
geçen gün genişliyor. Kudüs ve çevresinde, işgalcilere ait yeni
yapılmış binalar, yeni yerleşim alanları görüyorsunuz. Kudüs’te
mukim müslümanlar, zamanlarını bu işgal gölgesi altında geçiriyor.
Tüm bu gerekçeler, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı kendimize yol
edinmemiz gerektiğini gösteriyor.
Kudüs, farklı dinlerin ve kültürlerin içiçe geçtiği bir yer. Bu
kozmopolit yapının en önemli göstergelerinden birisi, Kanuni Sultan
Süleyman döneminde inşa edilen sur kapılarından birisi olan
El-Halil kapısındaki ibare. ‘Lailahe illallah, Muhammedun
Rasulullah’ yerine ‘Lailahe illallah, İbrahim Halilullah’ yazıyor.
Kudüs’ün diğer sakinleri olan Yahudi ve Hristiyanlar, kendilerini
dışlanmış hissetmesin, Hz. İbrahim’in ismi çevresinde buluşan
herkes güvenle o kapıdan geçebilsin diye...
İslam’ın diğer din mensuplarına olan yaklaşımı ve mabedlere
dokunmamak konusunda ortaya koyduğu ahlaki ölçü, henüz modern
dünyanın yakalayamadığı bir seviye. Kıyame Kilisesi ile Ömer
Camii’nin bitişik komşuluğu da bunun bir başka göstergesi.
Bilindiği gibi Hz. Ömer 636 yılında Kudüs’ü fethettiğinde bir
emanname yayınlamıştı;
‘’Bu sözleşme, müminlerin emiri ve Allah'ın kulu Ömer tarafından
İliya halkına verilen bir emandır. Onların canlarına, mallarına,
kiliselerine, haçlarına, yerleşik ve göçebe olan bütün fertlerine
verilen bir teminattır. Kiliseleri mesken yapılmayacak,
yıkılmayacak ve kısmen dahi olsa işgal edilmeyecektir.