Ne yazık ki Türkiye’de hiçbir konu kendi bağlamı içinde
konuşulamıyor. En hayati konu dahi siyasi çekişmelerin, sığ
sloganların arasında hayatiyetini kaybediyor. Sorunlar ortada
kalıyor, nesiller tribün çekişmeleri seviyesinde bir belirsizlik
içinde yetişiyor. Eğitim de bu sorunlu alanların başında geliyor.
Tanzimat’tan bu yana, arada kalmış bir eğitim felsefesi, mütereddit
politikalar, sık değişen sistemler, en çok gençliğe zarar
veriyor.
Dünyadaki yüzlerce yıllık geleneği olan okullara baktığınızda,
felsefesinden, sisteminden ne kadar emin olduklarını görüyorsunuz.
İngiltere’nin köklü eğitim kurumu Eton Koleji, bunun en çarpıcı
örneği. 1440 yılında kurulan okul, İngiltere’nin devlet adamlarını
yetiştiren, kraliyet ailesinin çocuklarını eğiten, dünyanın
yetenekli ve zeki çocuklarının gözde adresi olan bir okul. Okulun
en önemli özelliği, öğrencilerinin bireysel yeteneklerini gözeterek
eğitim vermesi. Bu nedenle, 576 yıl içinde dünya tarihine adını
yazdıran birçok önemli ismi yetiştirmiş. Okulun bir başka önemli
özelliği, öğrencilere bilgi vermek yanında karakter ve ahlak
eğitimi de kazandırıyor olması. Yatılı olan okulda öğrenciler derse
başlamadan önce hergün, okulun merkezinde bulunan şapelde toplanıp,
dua ediyorlar. 13-18 yaş arası öğrenciler her sabah odalarının
açıldığı ortak alanda birlikte kahvaltı hazırlıyorlar. Bireysellik
ve birlikte yaşama kültürü dengeli bir sisteme oturtulmuş.