Bayram çok şeydir ama en çok da sohbettir. Biraraya gelmek, buluşmak, haliyle ‘sözsöylemek’tir.İnsan aklının, irfanının, bilgi ve birikiminin neredeyse tek göstergesi olan söz, son yıllarda whatsapp’a, instagram’a yenik düştü.Bayram buluşmalarının dahi baş aktörü artık akıllı telefonlar. Bayram sofralarıfotoğrafları ve üç-beş cümleyi geçmeyen tebrik mesajları ekranımızı dolduruyor. Adeta söz tasarrufu yapar olduk hepimiz. ‘Kendimizi en kısa nasıl ifade ederiz’in yollarını arıyoruz.
Artık söz düştü. Jest ve mimikle zenginleştirdiğimiz, duygularımızı en doğal haliyle ortaya koyduğumuz sözü, tek bir resim karesinin içinde dondurur olduk ve onu tahtından indirdik. Oysa bir zamanlar sözü geçmek, söz sahibi olmak gibi mertebelere dahi işaret ediyordu.
Tarih boyunca söz, görüntünün, hatta yazının da hep önündeydi. Çünkü söz asıldır. Yazı söz için vardır ve sözden sonradır. Kıraat meclisleri de bunun göstergesi değil miydi? Yazı, sözün rakibi olmadı Osmanlı geleneği içinde. Kitap ve sohbet, kültürel atmosferin tamamlayıcılarıydı. Topluluk içinde yüksek sesle kitap okumak, gerektiği durumlarda okunanı şerh etmek,iki eylemi biraraya getiren yaygın bir bilgilenme şekliydi bu şifahi kültür içinde. Bu yönüyle sessiz okumanın, bireyselliği ön plana çıkaran modern dünyaya ait bir eylem olduğunu da hatırlayabiliriz.
Yeni nesil için sohbet etmenin zevki, adabı artık neredeyse gündem dışı bir konu. Sohbetin yerini chat aldı. Sohbet kulak üzerinden gerçekleştirilen bir eylemken, chat daha çok görmek ile yapılıyor.
Kulağımızın en ontolojik organımız olduğunu söyler Heiddeger. Sözü ses yerine imaja dönüştürdüğümüzde anlamı taşıyan araç da değişiyor ve hakikat buharlaşıyor böylece.