Posta kutuma bir fotoğraf düştü. 'Tanrılar Mezarlığı'fotoğrafı… Amerika'da Wisconsin Üniversitesi'nin kampusunda 'Ateist, Hümanist ve Agnostikler' adlı bir kulüp, 200 temsili mezar taşını 'bir zamanlar tüm uygarlıkların, şimdi sadece mitlerin taptığı binlerce ölü tanrının mezarlığı' etiketiyle sergiliyor. North Georgia Üniversitesi Skeptikler Topluluğu tarafından yapılan sergi, Tanrı'ya inanmayan bir topluluğun sorgulamalarını içeriyor.
Ateizmin yaygınlaşmasının, sosyo-politik alandaki olumsuz din temsilleri ile ilişkisi konusu, üzerinde düşünmeye değer bir konu. Özellikle İslamofobi üzerinden Müslümanlar ve İslam hakkında üretilen olumsuz algılar ya da diğer köktendinci hareketler veya din-terör-şiddet eşleştirmeleri, bireylerin din ve Tanrı ile ilişkisini nasıl dönüştürüyor? Bunlar araştırılmaya değer. Zira bu soruların cevabı, dini temsillerin, başkalarının inanç dünyasındaki tesiri konusunda, din müntesiplerine de bazı sorumluluklar yükleyebilir.
'Tanrılar Mezarlığı' fotoğrafına bakarken, masamdaki bir başka kitapta, tarihin bir başka döneminde, Tanrı fikrinin yine mezarlıktaki izdüşümüne dair bilgiler serildi önüme. Gombrich'in'sonrasızlığın sanatı' olarak tanımladığı Mısır sanatı ile ilgili bu kitapta, Eski Mısır piramitlerinin, yalnızca bir kraliyet anıtı olmaktan öte işlevleri olduğu görülüyor. Nitekim Eski Mısır inancına göre kral, kutsal bir varlık olarak kabul ediliyor, dünyadan ayrıldığında tanrıların arasına yükseliyordu. Piramit bir anlamda bu yükselişi kolaylaştıran bir şeydi.