Yeni müfredat hayırlı olsun.
Müfredatın yenilenmesi her zaman eğitim için taze kandır.
Zaman değişiyor, öğretim teknik ve materyalleri değişiyor, en
önemlisi dünya değişiyor.
Böyle bir hareketlilik içerisinde müfredatın hep aynı şekilde
kalması durağanlıktan başka bir şeye hizmet etmez.
Müfredat ayıklama, seyreltme, ilave ve de çıkarma ile belli bir
kıvama ulaşır.
Eskiyi tekrar, sadece yolları yöntemleri değil insanı da
eskitir.
Türkiye’nin her on yılda bir değiştiğini hesaba katarsak, bu
değişime ilk uyum sağlaması gerekenin eğitim ve öğretim olduğu
tartışılmazdır.
Eğitim nasıl öğrenci merkezli ise, müfredat değişim ve yenilenmesi
de öğrenci merkezli olmalıdır.
Öğrencinin öğrenme merakına hizmet ettiği oranda müfredat yeni bir
dinamizm katabilir.
Çeşitli ders programlarında yapılan içeriğe yönelik ya da teknik
plandaki değişikliklere bütüncül bakılmalı, öteden beri kısır döngü
içerisinde sürdürülen tartışmaya girilmemelidir.
Müfredatı hiç incelemediği halde sadece bazı spekülatif mevzuları
gündeme getirip tartışmaya kalkmak ne tartışana ne de tartışılana
bir yarar sağlamış olmayacaktır.
Evrim Teorisi, değerler eğitimi, bazı dini terminolojilerin ders
kitaplarına alınması, eğik ya da dik yazı kullanmak gibi konular
etrafında dönüp dolaşmak her şeyden önce bütünü görmemize mani
olacaktır.
Din Kültürü müfredatı ile ilgili henüz resmi olarak açıklanmış bir
müfredat söz konusu değil, AİHM’in bu ders ile ilgili inceleme
sonucu müfredatı şekillendireceğinden şimdilik bu dersle ilgili
tartışmalar dolaşımda değil.