Hüseyin Arif Çakmak Gazeteoku

Deizm meselesi

Tv kanalının biri “Deizme savaş açan Diyanet İşleri Başkanı bu belgeye ne diyecek” şeklinde bir manşet atmış. Bu ve benzeri tv kanalları yayın yaparken ülkenin genel...

09 Kasım 2018 | 5.486 okunma

Tv kanalının biri “Deizme savaş açan Diyanet İşleri Başkanı bu belgeye ne diyecek”
şeklinde bir manşet atmış. Bu ve benzeri tv kanalları yayın yaparken ülkenin genel temayülünü dikkate almaları beklenir. Deizm meselesini tahlil ederken iki hususa dikkat çekmek isteriz. 

Birinci husus; Türkiye’de insanlar niçin deizme kayıyorlar? Bazı tv kanalları niçin adeta deizm reklamı yapıyorlar? Biz biliyoruz ki, gerek görüntülü ve gerekse yazılı medyada arz-talep kriteri önemlidir. Her ne kadar bir kısım medya harici mihraklar tarafından örtülü bir şekilde finans edilse de, netice itibariyle meselenin bir boyutu ticari olduğundan, arz-talep dengesi daime gözetilir. Bu gerçekten hareketle denilebilir ki, bir kısım medya deizmin reklamını yapıyor/yapabiliyor veya deizmi müdafaa ediyorsa; bu demektir ki, ülkemizde deizm eğilimi içinde olanlar vardır. 

İnsanların inanç tercihleri kendi hür iradelerinin mahsulüdür. Gerek halen meriyette (yürürlükte”) olan anayasamız ve gerekse mensup olduğumuz İslam’da insanlar inançlarını hür iradeleriyle yaparlar. Deizm meselesi de bir inanç meselesidir ve insanların kendi hür iradeleriyle yapacakları bir tercihtir. Bu hususa müdahil olmamız mümkün değildir. 

Burada zihinlerimizi meşgul eden sorular şunlardır; Ülkemizde inanç boşluğu var mıdır yok mudur?  Bin yıl İslam’ın bayraktarlığını yapmış olan Türk milleti için deizm bir tehlike arz ediyor mu etmiyor mu? Deizm, marjinal bir hacimde mi yoksa gençliği tehdit edecek vasıfta mı?

Daha can alıcı soru şudur; MİLLETİMİZİN ÇOCUKLARINI EMANET ETTİĞİ İMAM HATİP LİSELERİNDE VE İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE DEİZM ZEMİN BULABİLİYOR MU? 

İkinci husus, Diyanet teşkilatının vaziyetidir. Diyanet teşkilatı, 1924’de Osmanlı’nın son zamanlarında teşekkül ettirilen Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin yerine ikame edilen kuruluştur. Esas görevi olan “Emr-i bil mağruf ve nehy-i anil münker” misyonunu ne kadar yerine getirdiği tartışılır. Şu kadarını söylemekle iktifa edelim; Diyanet kurulduğu tarihten günümüze kadar “kurumsal” kimliği bakımından değil ama Diyanette görev yapan bir kısım personelin şahsi gayretleri itibariyle; bu misyonunu yerine getirmeye çalışmıştır. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
PARANIN ÖLÇEMEYECEĞİ DEĞERLER VAR 13 Ekim 2020 | 366 Okunma Macron’a tepki muhteşem ama… 08 Ekim 2020 | 340 Okunma CHP'nin yeni yüzü 04 Ekim 2020 | 281 Okunma Siyasi hırs ve 12 Eylül darbesi 15 Eylül 2020 | 136 Okunma ÇOCUKLARIMIZ VE SÖZDE MASAL KİTABI  02 Eylül 2020 | 174 Okunma