2003’de yapıldı.
Adına “Onur yürüyüşü” dediler. .
İstanbul’da yapılan bu yürüyüş, LGBT’nin (ibn.lerin) ilk
yürüyüşüydü.
30 kişi civarındaydılar.
LGBT’nin (ibn.liğin) “ne olduğunu” bilmeyen var mı?
2006’de domuz eti “kasaplık et” haline getirildi. 7 Temmuz 2006
tarihli resmi gazeteye bakınız.
LGBT’ye otel de lazımdı. Önce Domuz eti “kasaplık” et haline
getirildi bir sene sonra 2007’de İstanbul’da 170 yataklı LGBT oteli
açıldı.
Bundan iki sene önce (2005) Fethiye’de açılmıştı “gay oteli”. Bu
gay (ibn.lik) otelinde gençliği teşvik için öğrencilere ve 26 yaş
altındakilere indirim uygulandı.
Şu anda durum nedir bilmiyorum ama kuvvetle muhtemel devam
ediyordur ve halkımızın ahlakını yok eden bu ve benzeri uygulamalar
“enine ve boyuna” gelişme kaydetmiştir.
Yukarıda saydıklarım bir ülkede yönetimi doğrudan doğruya
ilgilendirmediğini düşünebilirsiniz.
“Doğrudan” ilgilendirmez ama dolaylı olarak ilgilendirir.
Hükümetler “hükmeder”.
Makro olarak ülkedeki bütün gelişmelerden sorumludurlar
iktidarlar.
Peki, 2011 yılında devlet adına imzalanan İstanbul Sözleşmesi
hükümeti ilgilendirir mi ilgilendirmez mi?
Elbette ilgilendirir.
Hükümet 2011’de İstanbul sözleşmesini imzaladıktan bir sene sonra
2012’de mecliste tasdik etti.
Bu tasdik işi de çok enteresan.
İstanbul sözleşmesini dünyada 46 ülkenin hükümetleri
imzalamıştı.
Türkiye bu 46 ülkeden biriydi.
Enteresan olan şudur ki, Türkiye bu 46 ülke içinden mecliste
İstanbul sözleşmesini ilk tasdik eden ülkeydi.
Bu kadar “acelemiz” neydi?
Bu kadar alelacele tastik etmekle elimize ne geçti.
Batı’dan “aferin mi” alacaktık?
Hadi, 2012’de paldır-küldür İstanbul sözleşmesini meclis tasdik
etti.
Sonra “aferin” aldık mı, Batı’dan?
“Aferin” alınca doğru mu yapmış olduk?
2014’de İstanbul sözleşmesi uygulanmaya başlandı.
İstanbul sözleşmesi LGBT’nin “tamamlayıcısı” değil midir?
2003’de 30 kişi ile başlayan LGBT’(ibn.) lilerin “onur
yürüyüşlerine” yol vermek değil midir?
2014’de LGBT’(ibn.)lerin “onur yürüyüşü” 10 binlere ulaştı.
LGBT’(İbn.) lerin bu kadar hızlı “üremesinde” iktidarda olan
partinin hiç kusuru yok mudur?
2013’de MEŞCİD kuruldu. (Mescid değil)
Nedir biliyor musunuz MEŞCİD?
Müslüman eşcinseller derneği!!
İnanılacak gibi değil ama gerçek (MÜSLÜMAN EŞCİNSELLER DERNEĞİ)
Bütün bunları niye anlattım?
Sayın Cumhurbaşkanı son yaptığı konuşmaların birinde şunları
söylüyor: “Birileri manevi değerlerimize saldırıyor. İnsanlık
tarihi boyunca hep lanetlenmiş sapkınları normalleştirerek
özellikle genç dimağları zehirlemenin peşindeler”.
Sy Cumhurbaşkanının “birileri” dediği LGBT’(İbn.) lerdir.
O “birileri” (eşcinseller) için 2002’de “yasal hakları olmalı”
diyen sizdiniz sayın Cumhurbaşkanı.
Sayın Cumhurbaşkanı 2020 yılında “manevi değerlerimize
saldırılıyor” diyor.
2011’de imzaladığınız İstanbul sözleşmesinde namus kavramı için
“sözde” ifadeleri kullanılıyor.
2011’de sizin hükümetinizin imzaladığı bu sözleşme manevi
değerlerimizin kökünü kibrit suyu döktü.
Bu İstanbul Sözleşmesi, futbol sözleşmesi değil.
“Acaba” diyorum 2011’de Ak Parti hükümetinin imzaladığı bu
sözleşmeyi futbol sözleşmesi mi zannedildi?
Ben şu soruları sormayayım mı?
Sayın Cumhurbaşkanım! 2013’de MEŞCİD (Mescid değil)
Müslüman eşcinseller derneği kurulurken siz neredeydiniz?
2011’de İstanbul Sözleşmesini imzalayanlar hangi hükümetti?
“Acaba” diyorum, danışmanlarınız sizi “yanıltıyorlar mı?”
Üniversite imtihanlarında sorulan sorunun biri “manevi
değerlerimize saldıranlardan birine ait.