Son üç haftadır siyanür dehşetiyle sarsılıyoruz. İnsanlarımız siyanür ile intihar ediyorlar. Gazetelere yansıyan haberlerden anlaşıldığı kadarıyla ekonomik sıkıntılar, bu intiharların sebebini teşkil ediyor. Bir televizyon kanalında adının önünde “Prof” unvan olanı akademisyen “bu intiharların ekonomiyle ilgisi yok. Çünkü ülkemizde ekonomi iyi (!)” şeklinde mealen ironi yapınca, yanındaki “kaşınma” ikazıyla cümlesini tamamlayamasa da, ülkemizde ekonomik bir krizin varlığı kendini hissettiriyor.
400-500 sene önceki Türk toplumunda intihar yok denecek kadar azdı. Çünkü inancımızda intihar yasaktır. Can emanettir ve emanete ihtimam göstermek Müslüman için mecburiyettir.
İntiharın, neredeyse 400 sene önce meçhul olduğu bir toplumdan son yüz yıldır vaka-ı âdiye haline geldiği bir toplum haline gelmek, ne kadar hazin.
Dinimizde intiharın haram olduğunu anlatacak kimse yok mu?
2020 bütçesinde sekiz bakanlığın bütçesine denk olan Diyanet teşkilatının, intihar başlıklı hutbesini duydunuz mu?
Fetö ile ilgili çalışmasını da duymamıştık, 15 Temmuz’dan altı ay sonrasına kadar.