30 Ekim 2020 İzmir depreminden sonra, deprem sonrası, yaraya şifa olmak için değil de, yarayı kaşıyan ve kanatan kimi söylemler ve yazılar üzerine kaleme aldığımız 8.11.2020 tarihli 'Deprem Konutu Yapmaktan Daha Önemli' başlıklı yazımızın bir yerinde şöyle demiştik:
'Şimdilik doğrudan yalan söyleyenlerin bir kısmını burada zikredeceğim: Kemal Kılıçdaroğlu, Seyit Torun, Selin Sayek Böke, Faik Öztrak, Gürsel Tekin...
Daha sonra Ertuğrul Özkök ve Deniz Zeyrek gibi dolanarak, süsleyerek yalan söyleyenlere gelebiliriz.'
Yazıdan sonra Deniz Zeyrek bizzat arayarak, kendisine yalancı denmesinden büyük üzüntü duyduğunu, yalanla işinin olmadığını vs. söylemişti.
Biz de, hem arama zahmetinde bulunduğu için, biraz da soyadına istinaden/hürmeten, söz konusu yazıda devam edeceğimizi/edebileceğimizi söylememize rağmen bir daha Deniz Zeyrek adını hiç anmadık.
(ARA NOT: Zannediyordum ki; Deniz Bey'in soyadı; Fatih Sultan Mehmet Han ile İstanbul'un feth