1- Sanırım hafızalarımızdaki tazeliğini henüz korumaktadır Sayın Cumhurbaşkanımızın yabancı dildeki tabelalarla ilgili eleştirel yaklaşımı;
Dahası futbol oynanan mekanlara ‘arena’ adı verilmemesi konusundaki tavrı…
2-Belirtmeliyim ki; bir dile başka dillerden kelimelerin girmesine karşı birisi değilim ilkesel olarak.
Ancak bunun bir sınırı ve ölçüsü olmalıdır kuşkusuz olarak.
Atilla Koç’tan dinlemiştim; Osmanlı Arapça ve Farsça’dan isim aldı, sıfat aldı, zamir aldı vs. ama fiil almadı. Üstelik Arapça ve Farsça’dan aldığı kelimeleri ‘fonetik(!)’ ve ‘semantik(!)’ olarak Türkçeleştirdi.
Mesela, boğazdan gelen seslerle söylenen ‘Muhammed’i dudağa getirerek ‘Mehmet’e çevirdi. Keza tak tak dilin damağa vurmasıyla sese dönüşen ‘narduban’ kelimesini yine dudağa getirerek ‘merdiven’e çevirdi.