1-“… Fakat bereket versin ki Divaniye (Irak’ın Kadisiye ilinin merkezi) Mebusu Fuad Bey, o günler için cidden kahramanlık sayılabilecek, ateşin bir nutukla bu ihmali telafi etmekte gecikmemiş ve tereddüt etmemişti.
Fuad Bey, yabancı filoların şahlanan namluları pencerelerine değen Fındıklı Mebusan Sarayı’nın kürsüsü üzerinden bu namlulara bakarak şöyle haykırıyordu:
‘Mütarekenin henüz mürekkebi kurumamıştır. Fakat görüyoruz ki karşı taraf bu mütarekeye riayet etmiyor. Biz beş senedir hürriyet ve şeref harbi yapıyorduk. Bu harbi daha da uzatabilirdik. Ve neticede ihtimal ki ölürdük. Fakat ne ehemmiyeti var? Şerefle ölürdük ve sonra elbette daha büyük bir hayatiyetle dirilir ve dünyanın karşısına başımızı kaldırarak dikilirdik.
Payitahtımızın İstanbul ve Beyoğlu cihetlerine silahlı düşman askeri çıkarıyorlar. Bakırköy işgal altındadır. İskenderun işgal ediliyor. Musul işgal ediliyor. Efendiler, bu bir