Yüz yıl önce 1 Teşrinisani (Kasım) 1918 günü İttihatçılar kaçarken o gün ki Sadrazam’a şöyle bir tezkere gönderirler.
”Biz firar etmek fikrinde değildik. Fakat İngiliz filosu İstanbul’a geldiği zaman burada bulunmak istemiyoruz. Aleyhimizde söylenen ve söylenecek bühtan ve iftiralara ileride cevap vereceğimiz zaman gelince avdet ederiz ve icap ederse hesap vermeye de hazırız.”
Meseleye salt ‘kaçmak’ açısından bakarsak; bugün de bol miktarda kaçaklarımız bulunduğunu ve ne hikmetse günün kaçaklarının da dünün ittihatçı paşaları gibi öncelikle Almanya’ya kaçtıklarını görebiliriz.
Meselenin bir başka boyutu ise, paşaların kaçarken ‘haklarında söylenecek bühtan ve iftiralar’la özellikle matbuatı kastettikleridir.
En çok tedirginlik duydukları şey matbuat alanında aleyhlerine gelişecek kampanyadır.
İşin ilginç tarafı Cemal Paşa bu hususta diğerlerini teskin etmeye çalışır. “Cenap Şahabettin, Süleyman Nazif, hatta Ali Kemal ve Celal