Bir süredir, ahlâkî yozlaşmanın, çürümenin bütün vebalini, faturasını AK Parti iktidarına, oradan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüklemenin özel gayreti içinde olanlar var.
Onları tanımasak, bu “takva” tavsiyelerinin, samimiyetlerinden kaynaklandığını ve kulak vermek gerektiğini düşüneceğiz.
Onları; Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşündeki “cesaret”i alkışlarken, yedi düvelle mücadele eden Erdoğan’ın cesaretini arada bir şöyle geçiştirmelerinden tanıyoruz.
Onları; referandumda, büyük milliyetçi, muhafazakâr/mütedeyyin çoğunluk, beka meselesi olarak “EVET”i desteklerken, yaşadıkları korkularından tanıyoruz.
Onları; ABD, R. Sarraf üzerinden kumpas kurduğunda, “rüşvetleri de unutmamak lazım ama…”