AK Parti denince akla hemen gelen üç isim; Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç’tır. Arınç, bu üçlü için, “biz” idik, şimdi “ben” olduk” diyor. “Ben”den kastı, Erdoğan... Yine Arınç “birilerine olan sevgimi kaybettim” diyor. “Birileri”nden kastettiği yine
Erdoğan...
Şimdi seçime 5 gün kala soru şudur: Bu derin ayrılık, 1 Kasım’dan sonra siyasetin aritmetiğine yansır mı? AK Parti tek başına iktidar olamazsa, Bahçeli’nin sözünü ettiği, AK Parti içinden ayrılacak milletvekilleri ile “5. Parti” kurulur mu? Ayrılanlardan bir ismin Başbakanlığında CHP ve MHP koalisyon hükümeti kurulur mu? Bu oluşumda Gül ve Arınç etkin rol oynar mı?
Arınç ve Gül 1 Kasım sonrasında alternatif olabilir mi? Verdikleri sinyaller, kenarda durup seyirci olmayacaklarını gösteriyor. Sayın Arınç, CNN Türk’te “(Gül ile) ‘bir araya gelip parti kursalar ne olacak?’ denirse, başka türlü tepki verebiliriz” dedi. Zaman gazetesi, manşeti hemen attı: Arınç bayrak açtı...
Sayın Arınç ve Sayın Gül, son günlerdeki tutumları ile AK Parti tabanını şaşırtıyor ve üzüyorlar.
Sayın Gül’ün, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a, Ankara Garı önündeki menfur saldırıda hayatını kaybedenler için başsağlığı dilemesi evet, yadırganmıştır. İnsani bir başsağlığı dilediği için değil. Saldırı ile ilgili olarak “katil devlet” diyen birine, 11. Cumhurbaşkanı olarak başsağlığı dilediği için. Gül, en azından Demirtaş’ın devleti katil ilan etmesini yadırgadığını da söylemeliydi...