Bir gazete patronu, bir cemaat lideri hükümetin yıkılmasını neden ister? Bir işadamı neden hükümet yıkmakla övünür? Hem de bu övünmeyi bir başbakanın yüzüne karşı yapar? Bir cemaat lideri, neden Cumhurbaşkanına durmadan beddua eder, lanet okur, hakaret eder? Neden Sayın Erdoğan’a, “Ebu Cehil, Firavun, Nemrut” göndermesi yapar? Neden mümin bilinen, “ben müminim” diyen bir insanı münafıklıkla itham eder? Bir gazete patronunun, bir cemaat liderinin ittifak ederek kin ve nefretle, ellerindeki medya gücünü düşmanca kullanması, hükümetle uğraşması, daha öte cedelleşmesi makul müdür?
Cumhurbaşkanı tarafından teröre destek vermekle itham edilen Aydın Doğan ve Fethullah Gülen’den bahsediyorum.
Önceki akşam, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Kanal 7-Ülke TV ortak yayınında soruları cevaplarken şöyle dedi:
“15 yıl önce ülkeyi medya patronları yönetirdi, hükümet kurup yıkarlardı, eli cebinde başbakanlarla konuşanları görmedik mi, ben kendisiyle (Aydın Doğan’la) görüştüm, biz dedi öyle dönemler oldu hükümet getirdik, hükümet götürdük. Bizzat söyledi, Sayın Demirel, Özal, Tansu Hanım için bu tür şeyleri söyledi. Ben de Conrad Oteli’ndeki görüşmede, ‘Kusura bakma ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım, hak bildiğim şeyden taviz vermem’ dedim. Şu ana kadar devleti isteğiniz gibi yönettiniz, hakkınız olanı alırsınız olmayanı da hiçbir zaman alamayacaksınız, bunu bilesiniz...” dedim.