Süleymani, Ortadoğu’da bütün silahlı Şii grupları kendi etrafında toplamış olan Kudüs Gücü’nün başındaydı. Gücü, doğrudan İran’ın dinî lideri Ali Hamaney’den geliyordu. Arada hiçbir kişi ya da makam olmadan doğrudan ona bağlıydı.
Süleymani’yi yakından tanıyanlar, “onu harekete geçiren asıl şey dindarlığı değil, İran milliyetçiliğidir” diyorlar.
Trump öyle bir hedef seçti ki, İran askerî rejimini kalbinden vurdu.
ABD açısından bakılırsa, Bağdat Büyükelçiliğine yapılan baskını Washington’un sineye çekme ihtimali hiç yoktu.
ABD, İran’la ilgili hesaplaşması için kendince en geçerli bahaneyi bulmuş oldu.
Tahran’ın, ABD’nin vereceği karşılığı hesap edememiş olması kayda geçirilmelidir.