Medyada ve siyasette Cumhuriyetin ilk yıllarından beri bir üslûp kirlenmesi var.
Başlarda üslûpsuzluğu, tek parti döneminin kalemşorları ve siyasetçileri, mütedeyyin insanlara, şair ve yazarlara karşı yaptılar. Hakaret, aşağılama yegâne üslûplarıydı. Sonraları Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle çirkin ve çirkef üslûplarını, Menderes ve arkadaşlarına yönelttiler. 27 Mayıs darbesinden sonra ise Demokrat Parti’ye oy veren seçmenlerle uğraştılar.
Darbe dönemlerinde medyada öyle karakterler arzı endam etti ki, bugün AK Parti iktidarına karşı bayraklaştırdıkları insan hakları, fikir ve ifade hürriyeti kavramları hiç hatırlara gelmedi. Milliyetçiler/ülkücüler “faşist”, dindarlar/muhafazakârlar “gerici”, “yobaz” oldu.
Millete tepeden baktıkl