Bölücü terör, bir yandan vatan bütünlüğümüzü tehdit ederken, bir yandan da mütedeyyin Kürt kardeşlerimizi HDP boyunduruğuna mahkûm etme stratejisi güdüyor. Hendeklerle, el yapımı patlayıcılarla savaş alanına döndürülen, tarihine, ruhuna hançer saplanan Diyarbakır hüzünlü bugün. O Diyarbakır ki, İslam’ın medeniyet yıldızlarından bir şehirdir. O Diyarbakır ki, İslam tarihinin ilk asrına ev sahipliği yapan sayılı Anadolu şehirlerindendir. Mekke’nin fethinden 9 yıl sonra 639’da Diyarbakır bir İslam beldesi oldu. Fetih sırasında 40 sahabe şehit düştü. İki Peygamberin (Hz.Elyesa, Hz. Zulkifl) kabri de Diyarbakır’da. Aralarında İslam’ın büyük komutanı Halid Bin Velid’in oğlu Süleyman’ın da olduğu şehit sahabelerden 27’sinin türbesi, Saray Kapı’da Hz. Süleyman camiinin (Kapı Camii) bitişiğindeki şehitlikte bulunuyor. Birkaç yıl önce bir ramazan günü ziyaret ettiğim bu yerde heyecanlandım, Mekke ve Medine’dekine benzer bir duygusallık yaşadım. Yan yana 27 şehit sahabe...
Diyarbakır’ı Türkiye’ye sevdirecek öyle manevi güzellikler var ki, şu terör belası bitse, gönüller yeniden kucaklaşsa, inanınız Türkiye, Diyarbakır’a akacaktır. Diyarbakır’ın güzel insanlarının misafirperverliğini, Doğu’nun ve Güneydoğu’nun gönülleri fetheden o samimiyetini bir yerinde görsek, bizi kimse Türk-Kürt diye ayıramaz.