Bilhassa 15 Temmuz darbesinden sonra odaklandığımız bir soru var: Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) başındaki F. Gülen, karakter ve ruhi yapısıyla nasıl biri? Bir kanlı katil, cani olmasına rağmen yıllardır devletin istihbarat örgütleri, hükümet adamları, ilahiyatçılar, akademisyenler, yazarlar önünde kendisini nasıl böylesine gizleyebilmiş? Nasıl rol yapmış? Tamam, şimdi CIA ile irtibatını gördük, korunduğunu, kollandığını anladık ama bu, yukarıdaki soruyu tek başına cevaplamıyor. Evet, F. Gülen nasıl biri? Kim bu adam?
Geçtiğimiz 20 Ağustos’ta Pensilvanya’daki son konuşmasında Gülen, “Haçlı’nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizinle onlar arasında kırmızıçizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. İlişmemiş Haçlılar...” diyor.
Bu topraklarda hiç kimse, hem de “din adamı” diye bilinen hiç kimse Haçlıları böyle müdafaa etmemiştir. F. Gülen, sırf kendini kurtarmak için iğrenç şekilde Hıristiyan dünyasına yaltaklanıyor. Türkiye’ye iade edilmemek için Katolik, Ortodoks ve Protestan kiliselerinden yardım istiyor. Bu derece alçaklık, bu derece onursuzluk karşısında bu yalancıya şu kadarını hatırlatabiliriz. Bütün Haçlı seferlerinde, Balkan savaşlarında, Batılı sömürgecilerin işgallerinde Müslüman kadınlara tecavüzler olmuştur. Yakın tarihte Afganistan’da, Irak’ta, Bosna Hersek’teki ABD ve İngiliz askerlerinin tecavüzlerini hem İngiliz hem de Amerikan medyası günlerce haber yaptı. Bosna Hersek’teki Toplama Kampı Mağdurları Birliği’nin verilerine göre, 1992-1995 yılları arasında, toplam 657 toplama kampı kuruldu. Yaklaşık 200 bin sivilin esir tutulduğu bu ölüm kamplarında 30 bine yakın insan öldürüldü, yaklaşık 25 bin kadın tecavüze uğradı.