CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Aralık’ta Adana’da düzenlenen mitingte, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan bazı yazarların isimlerini teker teker söyleyerek, alandaki kalabalığa “burada” dedirtmiş ve şöyle konuşmuştu:
“Onlar şu anda hapiste, ama onlar aynı zamanda Adana meydanında, yüreklilerin bulunduğu meydanda, cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkan meydanda, Mustafa Kemal’in meydanında onlar şimdi…”
Kılıçdaroğlu’nun, özgürlük ve demokrasiye sahip çıkma görüntüsü altında bir süredir FETÖ’ye destek veren tutumu şaşırtıcıdır. CHP liderinde Yenikapı’dan sonraki değişim; Artvin’deki PKK suikast girişimi ve sonrasında ABD Büyükelçisi ile görüşmesi ile başladı. 15 Temmuz şehit ve gazilerini unutan Kılıçdaroğlu, önce FETÖ’cüler için mağduriyet edebiyatı yapmaya başladı. “Bize oy versin vermesin, bütün mazlumların hamisi biz olacağız” dedi.
Kılıçdaroğlu sadece FETÖ’ye destek verenlere sahiplenmiyor. PKK’ya destek verenlere de sahipleniyor. Bölücü terör örgütünün şehit ettiği askerlerimizden, polislerimizden, korucularımızdan, masum vatandaşlarımızdan bahsetmeden, tutuklanan HDP’li milletvekillerine kol kanat geriyor. HDP’li milletvekillerinin hendekleri savunmalarına, PKK teröristlerine sahip çıkmalarına, onlarla kırsalda kucaklaşmalarına tek laf etmiyor.
Daha önceki yazılarımda Kılıçdaroğlu’nun bu siyasetinin CHP tabanının duygularını yansıtmadığını söyledim. FETÖ ve PKK terör örgütleri konusunda CHP tabanının, AK Parti ve MHP tabanından farklı düşünmediğine inanıyorum.