İstanbul Ortaköy’de Reina gece kulübündeki terör saldırısı, belli çevrelerce hemen “laik hayat tarzını hedef alan bir saldırı”ya kaydırıldı. Bu bir algı operasyonuydu ve siyasi irade hedef gösterildi. “Bütün bunlar Erdoğan yüzünden, AK Parti yüzünden oluyor” diye açık açık yazdılar, konuştular.
15 Temmuz’un o Yenikapı ruhunu bu zihniyet sahipleri zaten hiç benimsemediler. İlk fırsatta da fabrika ayarlarına döndüler, tekrar mevzilendiler ve kaldıkları yerden devam ediyorlar.
DEAŞ’la en büyük mücadeleyi, şehitler vererek sürdüren devletimizi, Erdoğan düşmanlığı üzerinden hala yurt dışına jurnallemeye devam ediyorlar.
Onun için asıl tehlike, yaşam tarzlarındaki farklılıktan kaynaklanmıyor. Bu farklılığı, terörle mücadeleyi zaafa uğratacak şekilde kanırtmaya kalkanlardan kaynaklanıyor. Asıl tehlike, ABD ve Avrupa Birliği ile aynı zihniyetin sahibi siyasetçilerden, medya ve sivil toplum kuruluşlarından geliyor. Bilhassa CHP ve HDP’de siyaset yapanlar, bilhassa da Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri ile Doğan medyada ferdi çıkışlar ile uyanıklık yapanlar, devletin verdiği asitmetrik savaşı görmezden geliyorlar.
Maalesef bu koronun şefliğini CHP Genel Başkanı yapıyor. Maalesef diyorum, çünkü ana muhalefet partisinin sorumluluğu, medyanın ve HDP’nin sorumluluğu gibi değildir.
Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz salı günü partisinin Grup Toplantısında şunları söyledi: