1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinin AK Parti’nin zaferi ile sonuçlanmasının Türkiye’nin yönetiminde ve iç politikada derin tesirleri olacaktır. Hemen görülenlerden biri muhalefet partilerindeki sarsıntılardır.
CHP ve MHP’deki sarsıntılar, bu partilerin yaklaşan kongrelerinde parti içi ciddi bölünmelere yol açabilir. Yani MHP’de mesele Bahçeli’nin gitmesi, CHP’de mesele Kılıçdaroğlu’nun gitmesi meselesi değildir. Yenilgi üzerine yenilgi yaşayan parti liderlerinin değişmemesine dair belki de en dramatik örnek Türkiye’dir. Muhalefetin kendini bir türlü yenileyemeyişi, iki ayaklı demokrasiyi bizim ülkemizde engelli haline getirmektedir.
CHP ve MHP’de bölünme olur ve yeni partiler çıkar mı? Yoksa muhalifler, boyunlarını büker iki parti de eski hamam eski tas yollarına devam eder mi? Tecelliye bakınız ki, Sayın Bahçeli, seçim öncesinde AK Parti’nin içinden 5. parti çıkacağını ve bu parti ile CHP ve MHP’nin koalisyon hükümeti kuracağını iddia ederken, o 5. partinin MHP’den çıkabileceğini hiç aklına getirmemişti. Ne 1 Kasım’mış...
Yine 1 Kasım sonuçlarında biri, Paralel Devlet Yapılanması ile mücadelede kararlılığın perçinlenmesini sağlamasıdır. Gülen Medyası, 7 Haziran’da AK Parti’nin tek başına iktidar imkanını kaybetmesine çok sevinmişti. Hemen kendi kendilerine gelin güvey oldular. Etekleri hemen zil çalarak, “CHP-MHP-HDP Restorasyon Hükümeti” kurulması için yayınlara başladılar.