Son günlerde FETÖ’cülerle ilgili en çok, “hiç pişman olmuyorlar” diye konuşuluyor.
17/25 Aralık siyasî darbe teşebbüsünden beri 5 yıldır hükümetle kavga eden, devlete savaş açan ve en son 15 Temmuz 2016’de darbe teşebbüsünde bulunan bir terör örgütünden hala vazgeçmeyenlerden bahsediyoruz.
251 millet evladı şehit olmuş, 2 binden fazla yaralımız, gazimiz var. Tanklarla insanımız ezilmiş, kurşunlanmış, savaş uçağı ile Polis Özel Harekât merkezimiz, bombalanmış sadece orada 52 şehit vermişiz.
Sokağa çıkacak yüzleri, insan içine çıkacak onurları, itibarları kalmamış. İnsanlar onlardan cüzzamlı gibi kaçıyorlar. Müslümanlığı ağızlarına alsalar bir ton dayak yiyecek haldeler.
Lakin FETÖ’cülere bunların hiçbiri etki etmiyor. Kamera görüntülerine rağmen aklımızla alay ediyor, mahkeme salonlarında inkâra ve yalana sapıyorlar. Pensilvanya’dan FETÖ elebaşı ne üfürüyorsa, ne rol veriyorsa onu oynuyorlar.
Bu topraklardaki en büyük ihaneti yapmışlar ama milletimize verdikleri acıları hafife alıyorlar. Mahkeme salonlarında hiç pişmanlık eseri göstermeden alayvari konuşuyorlar, aklımızla alay ediyorlar. En alçakçası da şehit yakınlarının, gazilerimizin önünde “benim vicdanım rahat” diyebiliyorlar.
Dışarıdakilerde de görüyoruz, hiç pişmanlık duymuyorlar. Neden?
1. Neredeyse tamamı karakter itibariyle aklını kiraya vermiş, vicdanını ipotek ettirmiş tipler. İster zombi deyin, ister beynine çip takılmış deyin, ister kurşun asker deyin, ister hipnozdan bir türlü çıkamıyorlar deyin hepsini hak ediyorlar.
İstediğiniz kadar anlatın, istediğiniz kadar şefkat ve merhametle yaklaşın ha duvara konuşuyorsunuz, ha onlara konuşuyorsunuz…