Birbirine tamamen zıt zannettiğimiz KCK-PKK-HDP Kürt siyasi hareketi ile Gülen hareketi, bugün gelinen noktada, şaşırtıcı benzerlikler ve birliktelikler sergiliyorlar. Birincisi her iki hareket de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti iktidarına düşmanlıkta birbiri ile adeta yarışıyor. Bunun en ibretlik örneği MİT TIR’larının durdurularak Türkiye’nin “İslamcı terör örgütlerine silah yardımı yaptığı” iddiasına malzeme verme ihanetidir. HDP ve Gülen medyası; Paralel Devlet Yapılanması içindeki emniyet, jandarma ve yargı mensuplarınca yapıldığı iddia olunan bu ihaneti hep sahiplendi. Yetmedi, Cumhuriyet gazetesine malzeme temin edilerek 7 Haziran seçimlerinden bir hafta önce bir algı operasyonu da oradan yapıldı. İkincisi, her iki hareket de dışarıdan medet umuyor. F. Gülen, Washington’da Temsilciler Meclisi üyeleri ile senatörlerden, Türkiye aleyhine imza toplamak için kendisine bağlı Türk okullarının öğretmen ve yöneticilerini, ABD’deki kültür merkezleri ile Türk-Amerikan derneklerini harekete geçirdi. Aynı şeyi Brüksel’de, Avrupa Birliği ülkelerinde yaptılar. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve hükümet aleyhine, onursuz bir muhbirler lobisi olarak çalıştılar. Batı medyası üzerinde de ülkemiz ve devletimiz aleyhine büyük bir algı operasyonu yaptılar. Aynı şeyi Selahattin Demirtaş başkanlığındaki HDP heyeti ABD’de, Avrupa’da ve Moskova’da da yaptı. AB ülkelerinde, bilhassa Almanya’da zaten kollanan, himaye gören güçlü bir PKK yapılanması var. Avrupa’da aynı himayeyi Gülen hareketi de görüyor.