Dün Cumhuriyet gazetesinin bazı yazar ve yöneticileri gözaltına alındı. Savcılık açıklamasında şöyle denildi: “PKK/KCK ve FETÖ/PDY Terör örgütlerine müzahir olduklarına, 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre öncesinde darbeyi meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca ‘FETÖ/ PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlarından bir kısım şüpheliler hakkında 18/08/2016 tarihinde soruşturma başlatılmıştır.”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hemen gazeteye telefon ederek “birlikte mücadele edeceğiz” sözü verdi. CHP milletvekilleri başta olmak üzere “faşizme karşı omuz omuza” denilerek basın özgürlüğü üzerinden büyük algı operasyonunu başlattılar.
Bu algı operasyonları numarası artık bayatladı. Gezi kalkışmasını; yeşile, ağaca, böceğe sahip çıkma diye göstermek istediler. 17/25 Aralık siyasi darbesini; yolsuzlukla mücadele diye yutturmaya kalktılar. MİT TIR’larını durdurma kumpasını; halkın haber alma hakkı diye pazarladılar. Şimdi de teröre destek çıkma iddiasıyla yürütülen bir soruşturmayı; basın hürriyetine darbe diye gözümüzün içine sokmaya çalışıyorlar...
Operasyon, bir gazete olarak Cumhuriyet’e değil ki. Devletin, hükümetin, yargının bazılarınca hala anlaşılmayan bir kararlılığı var. 15 Temmuz’da 246 şehidi, iki binden fazla yaralısı olan milletimizi terörle cendereye sokmaya çalışan bir saldırı var. İstiklal Harbinden daha ağır şartlar altında sorumluluk taşıyan hiç kimse, hiçbir yönetici teröre müsamaha gösteremez. Eleştiri hakkı, fikir ve ifade hürriyeti deyip, kimse terör örgütlerini koruyup kollamaya kalkamaz. Üst Akılla işbirliği halinde devlet düşmanlığı, hükümet düşmanlığı yapanların gözünün yaşına bakılamaz.