Koronavirüs salgını henüz Çin’de baş gösterdiği günlerde Türkiye’de bazı çevreler, “Şu virüs Türkiye’ye gelse halkı perişan etse de, biz de Tayyip Erdoğan’dan kurtulsak” diye heyecana kapıldı. Bunların başında şüphesiz Tabipler Birliği geliyordu. Bir meslek örgütünden ziyade ana muhalefet misyonu üstlenen Tabipler Birliği, sağlık alanında atılan her adıma muhalefet etti. Hastanelerin birleşmesinden aile hekimliği sistemine, şehir hastanelerinden tıp fakültelerinin kontenjanlarının arttırılmasına.
Adı üstünde Tabipler Birliği. Yanlış da olsa, ideolojik de olsa, sırf muhalefet için de olsa, sağlık alanında yaptıkları, söyledikleri bir nebze de olsa tolere edilebilir. Ancak Tabipler Birliği, sağlık alanında söylediklerinden çok, diğer konularda yaptıkları ve söyledikleriyle gündeme oturdu. Bırakın gündeme oturmayı, toplumda infiale sebep oldu Tabipler Birliği. Kamuoyunca en çok tepkiye neden olan Tabipler Birliği’nin açıklamaları şöyle; Zeytin Dalı Harekâtı için “Savaş bir halk sağlığı sorunudur”, 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi için “FETÖ’nün yaptığına dair kanıt yok”...