2010 yılının ortalarıydı, evliliğimizin üzerinden henüz 1 yıl bile geçmemişti. Evlilik hazırlıkları nedeniyle çekilmiş kredilerimiz vardı. Elimizdeki birikimle bir kredimizi kapatmak için eşimle birlikte ilgili bankaya gittik. Sıramız gelince banka memuruna durumu anlattım. Memur ekranda gerekli işlemi yaptıktan sonra krediyi kapatmak için yatırılacak tutarı söyleyince şaşırdım. Eşime baktım “Miktar bu kadar mıydı?” diye sordum. Yüz ifadesi birden değişen banka memuru, eşime, “Çok özür dilerim. Eşiniz Hüseyin Bey’e söylemişsinizdir diye düşündüm” dedi. Bu kez ben şaşırdım. Banka memuruna “Niye özür diliyorsunuz ki, sizlik ne var” diye sordum. Banka memuru, “Eşiniz de olsa onun borcunu ya da bankadaki mevduatını size söylemem yasaktır” dedi. Evet, bir banka, eşiniz de olsa, 18 yaşını geçmiş çocuğunuz da olsa, anneniz-babanız ve kardeşiniz de olsa banka işlemlerinizle ilgili size herhangi bir bilgi veremez.
Malum Türkiye son bir haftadır CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddialarıyla çalkalanıyor. Kemal Bey, eline bir tomar dekont alıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakınlarının yurt dışına para gönderdiği iddiasını dile getirdi. İlk başta direnen Kılıçdaroğlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma açması üzerine dekontları vermek zorunda kaldı. Dağıtılan dekontlarda iddia edilenin aksine yurt dışına para transferi değil, yurt içinde bir bankadan başka bir bankaya yapılan transfer yer aldı.
Derdim Kılıçdaroğlu’nun iddialarını tartışmak değil. Ama buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Kılıçdaroğlu’nun oğlu Kerem, Sivas’ta asker. Sayın Kılıçdaroğlu, Kerem’in herhangi bir bankada kredi kartı ya da başka bir işlemi varsa ilgili bankaya gidip, “Oğlum Kerem asker. Bankacılıkla ilgili bir işlemi varsa ben yapmak istiyorum” desin. Bakalım ilgili banka kendisine ne cevap verecek.
Ya da kızı Zeynep. Zeynep Hanım İstanbul’da lüks sayılabilecek bir rezidansta bir daire aldı. Bildiğimiz kadarıyla Zeynep Hanım orta gelirli bir kişi. Sayın Kılıçdaroğlu, kızı Zeynep’in bir aylık daire taksitini ödemek için ilgili bankaya gitsin kızından habersiz banka memuruna “Kızım Zeynep’in taksit tutarı kaç lira bana söyleyin de bir taksiti ben ödeyeyim” desin, bakalım ne cevap alacak. Eğer kızınız da olsa oğlunuz da olsa bu konuda size bilgi veremeyiz denmezse yaptıklarının hepsi kendisine helâl olsun.
Ama tam aksine bir cevap alacak Kılıçdaroğlu. Düşünün oğlunun veya kızının banka bilgilerini bile alma hakkı olamayan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 yakınının banka hareketlerinin dekontlarını TBMM’de grup kürsüsünde sallıyor. Kılıçdaroğlu, pazardan limon alır gibi bankalardan dekont alamayacağına göre, bu salladığı belgeleri birisi kendisine getirdi. Öyle bahsettiği gibi vatansever bir bürokrat da değil üstelik.
Haydi diyelim Kemal Bey’in gözü kararmış eline geçirdiği her şeyi düşünmeden Erdoğan’ın aleyhinde kullanıyor. Grup toplantı salonu hıncahınç insan dolu… Hiçbiri, “Bu belgeleri bize kim gönderdi, nasıl elde etti, adı geçen kişiler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Onların hakkını savunmak da anamuhalefet partisi olarak bizim görevimiz. Bankalarımızdan belge çalan bu çete başka hangi yurttaşımızın bilgilerini çaldı. Yurttaşlarımızın ticari sırlarını çalan bu çete kime ‘HİZMET’ ediyor?” diye sormuyor.