Hüseyin Likoğlu Yeni Şafak Gazetesi

‘Diriliş Sandığı’na karşı direniş borsası

İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan yeni dünya düzeninde Batı blokunun yanında yer alabilmek için çok partili hayata geçti ve göstermelik de olsa...

23 Nisan 2018 | 89 okunma

İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan yeni dünya düzeninde Batı blokunun yanında yer alabilmek için çok partili hayata geçti ve göstermelik de olsa Türkiye’de 1946 yılında ilk çok partili seçimler yapıldı. Sonra malum 1950 seçimleri ve 1960 darbesine kadar bir daha seçim kazanamayan Cumhuriyet Halk Partisi.

1950 ila ’60 arasında yapılan her seçimi kaybeden CHP’nin imdadına 1960 darbesi yetişti. Asker 27 Mayıs’ta yönetime el koydu. Askeri yönetim, Türkiye’yi ömür boyu vesayet altında tutmak için hazırladığı Anayasa’yı 1961 yılında yürürlüğe koydu. Anayasa’nın yürürlüğe konulmasının ardından önce Adnan Menderes’i astı, sonra da seçimlere gitti.

1961 Anayasası ile kurulan vesayet düzeni 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar devam etti. 27 Mayıs darbecileri, inşa ettikleri çift başlı sistemle, halkın seçeceği hükümetler, yol, su elektrik, kanalizasyon işleriyle uğraşacaktı. Vesayetçilerin belirlediği cumhurbaşkanları ise devleti yönetecekti.

Sistem arıza verince 1971’de muhtıra ile ayarlarında oynadılar, 12 Eylül’de de sil baştan dizayn ettiler. Vesayetçilerin sistemine ilk çomağı Turgut Özal soktu. Özal, 1960’tan sonra ilk sivil Cumhurbaşkanı oldu. Ama fazla yaşamadı. Özal’ın ardından seçilen Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer, görünürde sivildi. Ama Cemal Gürsel ve Kenan Evren’e rahmet okuttular.

Vesayet sistemine ikinci çomak AK Parti döneminde Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle sokuldu. Gül’ün seçimine direnen vesayetçiler, Karargâh’ta e-muhtıra yayınlarken, sivil uzantıları meydanlarda Cumhuriyet mitingleri yapıyorlardı. İlk raundu kazanmışlardı. 367 Sabih’in formülü ile Meclis’e Cumhurbaşkanı seçtirmemeyi başarmışlardı.

İşte o ilk raunt sonları oldu. Önce Anayasa değişti, Cumhurbaşkanını seçme yetkisi millete verildi. Ardından yapılan 22 Temmuz seçimleri neticesinde oluşan Meclis, Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçti. Tabi o seçim sırasında MHP’nin tavrını hiç unutmamak lazım.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Mustafa Kemal’in askerleri mi, FETÖ’nün şakirtleri mi? 16 Kasım 2024 | 2.509 Okunma Skype darbesi yolda mı! 09 Kasım 2024 | 101 Okunma Kürtler bu kez sizden kurtulacak 02 Kasım 2024 | 243 Okunma Fetullah öldü, sahibi yaşıyor 26 Ekim 2024 | 205 Okunma Anayasa'yı değiştirmek yetmez 13 Eylül 2023 | 598 Okunma