https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac
Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde her iddia ve ihbar yasalar çerçevesinde soruşturulur ve gereği yapılır. Yargı bağımsızlığı ve savunma hakkı Cumhuriyet tarihinin en iyi seviyesindedir. İtiraz mercileri ve hak arama kanalları, birçok gelişmiş demokratik ülkeden daha ileridedir. İstinaf, yüksek yargı, AYM’ye bireysel başvuru ve AİHM gibi 4 kademeli hak arama ve itiraz mercii olan bir ülkeyiz.
Bütün bunlara rağmen eksiklikler, hatalar var mıdır; insanın olduğu her yerde az da olsa olabilir. Ama bu durum genele teşmil edilemez. Şüphesiz her alanda çok hızlı değişimler yaşanıyor. Yasalarımız bu değişimler karşısında eski kalmışsa gerekli düzenlemeler yapılmalı. Ki Türkiye, yargı reformu konusunda hızlı aksiyon alan bir ülke.
CHP, mensuplarıyla ilgili her yargı konusunu büyük bir polemiğe dönüştürmeye çalışıyor. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ile ilgili soruşturmanın ardından, sokaklara dökülen CHP’liler, sanki hiç bilmedikleri bir olayla karşılaşmış gibi hareket etti.
SEÇİM SÜRECİNDEN BERİ NELER NELER İDDİA EDİLİYOR!
Hâlbuki Ahmet Özer ile ilgili daha adaylığı sürecinde ortada o kadar çok iddia dolaşmıştı ki, herkesten önce kendileri bu sonucu tahmin ediyordu. Nitekim soruşturma derinleştikçe, ortaya çıkanlar tahminlerin ötesine geçti. Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı Osman Yalçın’ın milyonlarca lirayı terör örgütü mensuplarına aktardığı tespit edildi. Hakkında yakalama kararı bulunan Yalçın kaçmış.
Önceki gün yine CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ile ilgili bir yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltı yapıldı. Çeşitli iddialar ortalıkta dolaşıyor. Nihayetinde olay yargıda. Ama şöyle bir sosyal medya taraması yapın, daha seçim süreci öncesinden beri neler neler iddia ediliyor Beşiktaş ile ilgili. Üstelik iddia sahiplerinin tamamı CHP’li!..
Tabii ki kimse yargılanmadan suçlu ilan edilemez. Masumiyet karinesi herkes için geçerli. Ama bu birilerinin lâyüsel olduğu anlamına da gelmez. Kimsenin suç işleme özgürlüğü olamaz. Kimse yargılanmama hakkına sahip değil. Hukuk karşısında herkes eşittir.
Esenyurt olayında olduğu gibi Beşiktaş Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarının ardından CHP Genel Başkanı ve CHP’li İBB Başkanı yargıyı hedef alan açıklamalar yaptı. Söylemlerinin hiçbir yerinde iddiaların gerçek dışılığıyla ilgili bir ifade yok. “Niye AK Partili belediye başkanlarını gözaltına almıyorsunuz, ihalelerde belediye başkanının imzası yok” gibi anlamsız savunmalar var.
KİMSENİN YARGILANMAMA AYRICALIĞI OLAMAZ
CHP’li belediyelerle ilgili o kadar çok keş para iddiaları var ki, yargıya intikal edenler, iddiaların kırıntısı. İstanbul İl Başkanlığı seçimi için İBB’nin imkanlarının nasıl kullanıldığı iddiası, bizzat eski İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat tarafından il kongresi günü tüm CHP’lilerin ve kameraların huzurunda dile getirildi. Aynı şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’nun hançerlendiği kongrede yine benzer paralar konuşuldu.
Her şey bir tarafa, CHP İstanbul İl Binası’nın satın alınmasıyla ilgili ortaya çıkan para kulelerinin sırrı hâlâ çözülemedi. O zamanın kuruyla 80 milyon dolara tekabül eden 15 milyon lira çantalarla taşındı. Taşıyıcıların tamamı Ekrem İmamoğlu’nun en yakınındakiler ve özel kasası olarak bilinen isimler.
Bu kadar keş para nereden toplandı, kim topladı, niye bankaya yatırılmadan elden verildi. Bunun hesabı sorulmayacak mı? Söz konusu paralar CHP’li belediye başkanlarının içinde olduğu yöntemlerle toplandığı ifadelerde yer alıyor. Belediyeler birilerinin siyaseti finanse ve dizayn etme aracı haline geldi.
Kimsenin yargılanmama ayrıcalığı olamaz. Bu soruşturmalara bu gözle bakmak lazım. Bu, salt bir yolsuzluk iddiası değil. Verilen tepkiler ve ortaya çıkan panik, durumu gözler önüne seriyor.