Fetullahçı Terör Örgütü’nün mali suçlarıyla ilgili soruşturmalarda görev alan bir uzman, “Cami derneğinin parasını bile iç eden bir örgüt, milyar dolarların döndüğü borsada neler yapmaz” demişti. Son günlerde yaşanan mağduriyet tartışmaları, bu uzman arkadaşın yukarıda paylaştığım sözlerini aklıma getirdi. Zira kötülükte şeytana fark atan Fetullahçıların, FETÖ ile mücadeleyi kötü amaçlarına alet etmediklerini düşünmek saflığın ötesinde ahmaklık olur.
Mağduriyet tartışmaları başka yönlere kaymaya başladı. Sanki bir el, mağduriyetlerin araştırılmasının önünü kesmek istiyor. Fetullahçı teröristlerle mücadelede yüzlerce mağduriyet oluşturuldu ve bu bizzat kripto Fetullahçılar eliyle gerçekleşti. Mağduriyet dosyası, kapatılmak bir yana sonuna kadar açılmalıdır.
15 Temmuz, hain işgal girişiminin yanısıra örgütün gerçek yüzünü görüp ayrılamayanların kopmasına yol açan bir olaydır aynı zamanda. Darbe girişimi sonrasında gerek kendiliğinden gerekse yargılamalar neticesinde gerçekleri söyleyen onlarca insan çıktı. Kimi yakın zamanda kopmuştu örgütten, kimi 15 Temmuz ihaneti dolayısıyla. Bu samimi itirafçılar, Fetullahçı kriptoları çok rahatsız ediyordu.Çökmek üzere olan örgüt, kontrollü itirafçılıkla kontrolü ele aldı.
Deşifre olan ve olmak üzere olan elemanlarını, itirafçı gibi soruşturma makamlarına yönelten örgüt, kontrolündeki itirafçılara, “Gidin şunu şunu söyleyin. Şu şu isimleri verin ve pişmanlıktan yararlanın” talimatını verdi. Zaten bilinen, tespit edilme aşamasında olan isimler itirafçılara söylendi. Bir de geçmişten beri Fetullahçılara düşman olan bazı isimler sözde itirafçılara söyletildi. İşte asıl mağduriyet orada başlıyor.
Mağduriyet dosyalarının, vereceğim iki örnekten dolayı sonuna kadar araştırılması gerektiğini düşünüyorum.
Bir FETÖ imamı samimi itirafçı oluyor, onlarca havacı subayının ismini veriyor. Verdiği isimlerden biri hariç diğerleri inkâr ediyor. İnkâr edenler TSK’da kalıyor, uçmaya devam ediyor. Fetullahçıların katalog evliliğine itiraz ettiği için 2011 yılında örgütün kara listesine giren ve bildiği her şeyi anlatan, anlatmanın ötesinde adeta Fetullahçı hainlere savaş ilan eden pilot ihraç ediliyor. İnkârcıların yalanı uzun sürmüyor. Yeni deliller ortaya çıkıyor, yakayı ele veriyorlar, ancak onları koruyanlar hâlâ makamlarını koruyor. Fetullahçılara savaş açan pilot, yargılamanın neticesinde ceza almıyor ancak OHAL Komisyonu iade talebini reddediyor. Niye mi reddediyor? Çünkü bildiği her şeyi olduğu gibi anlattığı ve FETÖ’nün Hava Kuvvetleri yapısını çökerttiği için onu ihraç edenler, geri dönmesini istemiyor.