Yılbaşı yaklaşıyor. Gazetelerin muhaberat odaları irili ufaklı
parlak kutularla dolup taşmaya başlayacak. Bunlar çeşitli kurum ve
şirketlerin gazetecilere gönderdiği hediyeler olacak.
Hediye paketlerinin içinden tebrik kartından çiçeğe, ajandadan
kaleme, ses kayıt cihazından saate, pastadan bisküviye, türlü
çeşitli nesneler çıkacak. Elbette hayal gücünün bir sınırı yok.
Kimi zaman yükte hafif, pahada ağır hediyeler de çıkıyor.
Peki bu normal mi? Gazeteciler haber ilişkisi içinde bulundukları
kişi ya da kurumlardan hediye kabul edebilir mi? Sadece bu neviden
özel günlerde değil; katıldıkları gezi ve etkinliklerde kendilerine
ücretsiz olarak verilen ürünleri sorgulamadan alıp kullanabilirler
mi?
***
Dünyada hediye paketlerini ve zarflarını kapıdan kesinlikle
sokmayan gazeteler de var; 'benim gazetecim işini bilir' anlayışına
sahip gazeteler de. Uygulamaya bakarak o ülkedeki gazeteciliğin
durumu hakkında bir kanaat edinmek mümkün.
Türkiye'ye baktığımızda ise teori ile pratik arasında ciddi bir
farklılık olduğunu görüyoruz.
Medya Derneği'nin hazırladığı Türkiyeli Gazeteciler İçin Etik
İlkeler kitapçığında şöyle buyrulmuş:
"Gazeteciler haber kaynaklarıyla ilişkilerinde dikkatli
davranmalıdırlar.
Hediye, özel muamele veya para almak gibi çıkar ilişkilerine
girmemelidirler." Şu cümleler de Türkiye Gazetecileri Hak ve
Sorumluluk Bildirgesi'nden: "Bir gazeteci, yazdığı bir konuyla
ilgili olarak hediye alıyor, maddi çıkar sağlıyorsa aradaki
ilişkinin niteliği gazeteci-haber kaynağı ilişkisi olmaktan
çıkar."