Bir meselede kişi başka mezhepleri taklit edebilir mi?
Dört hak mezhep içinde kişi bir konuda diğer mezhebi taklit edebilir. Fakat bunun koşulları vardır.
Öncelikle kişinin başka bir mezhebin içtihadını taklit etmesi için bu konuda kendi mezhebi içindeki görüşlerin/ruhsatların tükenmiş olması gerekir. Ayrıca bir konuda iki ayrı içtihatla aynı zamanda amel edilmez. Örneğin eli kanadığında şafi mezhebine uyarak namaz kılan bir kimse bu sırada eli kadına değdiğinde Hanefi mezhebini taklit edemez. Çünkü şafi mezhebine göre abdest hali devam ederken, aslında Hanefi mezhebine göre zaten abdesti bozulmuştu. Bu arada eli kadına değdiğinde şafi mezhebine göre de bozulmuş yani iki mezhebe göre de abdestsiz olmuştu.
Ayrıca kişi birbiriyle ilgisi olmayan iki ayrı konuda birbirine zıt iki ayrı içtihatla amel edebilir. Ama aynı meselede iki ayrı içtihadla amel etmesi (yukarda abdest örneğini verdik) caiz değildir. Buna telfik (mezhepleri birleştirmek karıştırmak) denir. Telfik caiz değildir.
MEZHEPLERİN ORTAYA ÇIKMASI YARARLI MI OLMUŞTUR?
Günümüzde mezheplere karşı çıkanlar mezheplerin Müslümanları böldüğünü iddia etmek gibi bir cehalete düşmüşlerdir. Hâlbuki mezhepler Müslümanları bölmedi bilakis Müslümanları birletirmiş oldu.
Nasıl olur bu?
Çünkü mezhepler ortaya çıkmadan önce birçok görüş ayrılıkları vardı. İnsanlar bu görüş ayrılıklarından, içtihatlardan hangisine tabi olacaklarını bilmiyorlardı. Mezhep imamları bu görüş ayrılıklarına bir standart, bir usûl getirdiler. Böylece ayrılıklar ortadan kalktı. Artık tartışmalarda takip edilen bir yol ve usul ortaya çıkmış oldu. Tartışmaların seviyesi daha ilmi bir havaya büründüğü gibi, görüş ayrılıklarını da zamanla azaltmış oldu.
Mezhep imamları bir usûl ortaya koymamış olsalar da bugün insan sayısı kadar görüşlerin ortaya çıkmaması imkânsız olur. Mezhepler Müslümanları birleştirdiği gibi, bir bakış kazandırdılar.
MEZHEP FARKLILIKLARI VE MEZHEPLERİN OLMASI RAHMETTİR
Abbasi halifesi Mansur, İmâm-ı Mâlik’e “Senin kitaplarını yazdıralım, âlem-i İslâm’ın