Suudi Arabistan, coğrafî tanımdan ziyade “Arap yarımadasında Suûdî ailesinin egemen olduğu bölge” anlamına gelen siyasî bir tanımdır. Resmî adı el-Memleketü’l-Arabiyyetü’s-Suûdiyye’dir.
Suud ailesinin soyu Araplardan Adnanilerden gelen Beni Hanife kabilesine dayanmaktadır. Bu kabile meşhur Museylemetül Kezzab’ın kabilesi olup ridde savaşlarında Müslümanlara çok zor günler yaşatmış ve birçok sahabenin ölmesine neden olmuşlardır. Beni Hanife ile ilgili tarih kitaplarında anlatılan şu olay, onların karakterleri hakkında ipucu vermektedir. Bir kıtlık gününde Beni Hanife kabilesi helvadan yaptıkları putlarını/tanrılarını yerler. Bu durum, Araplar arasında duyulunca onlarla alay ederler. Günümüzde de değişen bir şey yoktur, onlar hala çıkarları için tanrılarını kullanmaktadırlar.
Devletin Kuruluşu
1744 yılında Muhammed b. Abdulvahab ile anlaştı. Bu tarihten itibaren Muhammed b. Abdülvehhâb’ın dinî görüşlerini çevredeki meskûn mahaller ve bedevî kabileleri arasında yayma misyonunu üstlenen Suûdî ailesi nüfuz alanlarını sürekli biçimde genişletti. Civar bölgelere bu yeni düşüncenin heyecanı ve misyonu ile saldırdı. Siyasi hakimiyetini dini bir ıslah düşüncesi maskesi ile maskeledi. Böylece Suud krallığının temelini attı.
Muhammed b. Abdulvahap ve Vahhabilik
Temim kabilesinden olan Muhammed b. Abdilvehhâb b. Süleymân et-Temîmî en-Necdî (ö. 1206/1792) bölgede Hanbeli alimler yetiştiren bir ailenin bireyidir ve dönemin meşhur alimlerinden Hanbeli mezhebi ile diğer İslami ilimleri almış, fakat özellikle İbn Teymiye’nin düşüncelerinden etkilenerek ıslahatçı bir düşünce benimsemiş, bu nedenle tepki çekmiştir. Düşüncelerini yayma siyasetini güden Abdulvahab, aynı şekilde bölgede siyasi etkinliğini artırmak isteyen Muhammed b. Suud ile tanışınca iki idealist insan işbirliği yapmaya karar verdiler. 1744 yılında Muhammed b. Suud ile Muhammed b. Abdulvahab arasında bir ittifak yapılır. Buna göre ibn Suud, ibn Abdulvahab’ın düşüncelerini destekleyecek ve yayılmasını sağlayacak, bunun karşılığında o da ibn Suud’un hareketini destekleyecektir. Hatta ilişkilerinin daha da gelişmesi için Muhammed b. Suud, İbn Abdulvahab’ın kızıyla evlenir. Muhammed b. Suud, kendi merkezleri olan bugünkü Riyad yakınlarındaki Dir’i’ye ibn Abdulvahab’ı davet ettiler.