İbrahim Halil Er Gazeteoku

TÜRK DÜNYASI İLE İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ

                1991’de SSCB’nin dağılması sonucunda Özbekistan, Türkistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Azerbaycan gibi devletler bağımsızlığını elde ettiler. Rus...

09 Şubat 2019 | 129 okunma

                1991’de SSCB’nin dağılması sonucunda Özbekistan, Türkistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Azerbaycan gibi devletler bağımsızlığını elde ettiler. Rus egemenliğinde yaşayan bu Türk devletlerinin bağımsızlığını kazanması Türkiye için büyük bir fırsat barındırmıştır. Türkiye, bu devletleri tanıyarak ilişkileri geliştirmeye ve yeni süreçte rehberlik yapmaya başlamıştır.

                Fakat bu süreçte izlenen birçok yanlış politikalar, Türkiye’nin beklediği büyük çıkışı yapmasını engelledi. “Adriyatikten Çin Seddine Kadar Türk Dünyası” söylemi, dünya güçlerini ürküttüğü gibi, Türkiye’nin bölgede rahat hareket etmesinin de önü kesildi.

                Aslında Türkiye’nin yanlış politikalarının sebebi tamamen yabancısı olduğu ve bilmediği bir dünyaya girmiş olmasıydı. Çünkü Rus istilasından sonra Türk Dünyası diye bir çıkışımız kalmamıştı. Bölgeyi bilmiyor, kültür ve diline yabancıydık. İki tarafın da tamamen duygusal anlamda bir birliktelik ruhu içerisinde olması reel politikalarla uyuşmuyordu.

                İlişkilerin kalıcı hale gelmesi için ciddi projelerin gerçekleşmesi gerekiyordu. Fakat bu konuda iki taraf da bilgi sahibi olmadığı gibi Türkiye’de de bir dizi iç sorunlar dikkatin dağılmasına yol açıyordu. Sahaya İran’ın ve Suudi Arabistan’ın da girmesi başka sorunları da peşinden getirmeye başladı. İran’ın şiileştirme politikası, Suudilerin Vahhabileştirme stratejeleri bölgeyi karıştırma potansiyeline sahipti.

                Türkiye’nin bölgede kalıcı olması ve Türk Dünyası ile bağlarının güçlenmesi için yapması gereken temel çalışma Türk Dünyası Birliği’ni kurmasıdır. Tıpkı “Arap Birliği” “İngiliz Milletler Topluluğu” gibi. Türk Birliğini kurmanın milliyetçilik veya ırkçılıkla bir ilişkisi olmayıp tamamen dayanışma ve ilişkileri geliştirme eksenindedir.

                Her ne kadar birlik kurma fikri güzel olsa da bunun gerçekleşme olasılığı da zayıftır. Çünkü böyle bir birliği dünya güç sistemleri Rusya, Çin ve Batı izin vermezler. O halde böyle bir birliğe bizi götürecek yolları döşemekle işe başlayabiliriz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ankara'nın taşına bak, gözlerinin yaşına bak 02 Nisan 2019 | 5.246 Okunma BAŞKURDİSTAN VE ZEKİ VELİDİ TOGAN 24 Şubat 2019 | 365 Okunma TÜRKİYE İLE ORTA ASYA ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK-2 18 Şubat 2019 | 378 Okunma TÜRK DÜNYASI İLE İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ 09 Şubat 2019 | 129 Okunma Türkistan’da Bağımsızlık Mücadelesi 01 Şubat 2019 | 1.079 Okunma