15 Temmuz’da Türkiye çok ağır bir saldırıya uğradı. Hedef Anadolu’yu paramparça etmek, bu topraklarda başlayacak yeni yükselişin önüne geçmekti. Çokuluslu saldırılar altındaydık...
Ülkenin milli direncine omuz verenler Yenikapı’da buluştu. Türkiye ve dünyaya bir söz verdi. Bu ülkenin diz çökmeyeceğini, yıkılmayacağını, ayakta kalacağını, güç kazanacağını, yükselişini devam ettireceğini, düşman cephesi ne kadar geniş olursa olsun direneceğini, ABD/AB güçlerinin yüz yıl öncesi senaryoyu bir daha uygulamasına asla müsaade etmeyeceğini dünyaya haykırdı.
Kudüs ikinci kez işgal edildi. 1917 neyse bugün oradayız
Bir meydan okumaydı, bir duruştu, mücadele diliydi Yenikapı’dan yükselen. O gün milli direnç hattında olanların bazıları, daha sonra karşı cepheye geçti, şimdi onlarla birlikte milli direnci zayıflatmaya, kırmaya çalışıyor. Çokuluslu ittifakların içinde yer alıyor, Türkiye karşıtı cepheyi güçlendiriyor. 24 Haziran’a, Çanakkale’de karşımızda oluşan cephe ile birlikte hazırlanıyor. İrili ufaklı proje adamlar, siyasiler, gruplar bu amaçla harekete geçiriliyor. Yükselişe karşı yıkım ittifakları kuruyor.
İsrail ve ABD, Müslüman dünyayı aşağılarcasına bir karara imza attı. Ardından uyguladı. ABD büyükelçiliği Kudüs’e taşındı. Bu karar, Kudüs’ün ikinci kez işgaliydi. 1917’den yüz yıl sonra bir kez daha işgal yaşanıyordu. Birinci Dünya Savaşı neyse, o dönemdeki işgal ve istila neyse bugün yaşanan oydu. Kudüs’ün ikinci kez işgali de 15 Temmuz’da Anadolu’nun topyekun saldırıya uğraması da, yüz yıl sonra başlatılan istila projelerinin aşamalarıydı.
Kudüs’ü savunmak vatanı savunmaktır