Bir süredir “yeni bir koalisyon”dan, bölgesel denklemdeki radikal değişiklikten, çok yakında bütün coğrafyayı sarsacak ve derin izler bırakacak “yeni bir oluşum”dan söz ediyorum. Aslında bir şeylere dikkat çekmeye çalışıyorum.
“2019 Koalisyonu…”, “Hatay’a da göz dikecekler mi?”, “Cumhuriyet tarihinin en büyük tehdidi bu!” başlıkları altında tartışmaya çalıştığım şey, hızla büyüyen, Türkiye kıyılarına yaklaşan, çok yakında ülke içinde hissedilecek olan, son derece “operasyonel” bir fırtına..
15 Temmuz sonrası yeni saldırı dalgası
Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan ve tamamen Türkiye’yi kuşatıp boğmayı amaçlayan yeni “harita planı” ile bu fırtına birleşip “15 Temmuz sonrası yeni saldırı dalgası”nı oluşturacaktır. Dolayısıyla o fırtınanın yaklaştığına, birilerinin bunu gizlemek için seferber olduğuna, ülkenin siyasi aklını bulanıklaştırmak için çaba harcadığına, Türkiye’nin dikkatlerini başka yöne çekmeye çalıştığına inanıyorum.
Nasıl bir bölgesel eksen şekilleniyor?
Peki ne oluyor? Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Muhammed Dahlan, Filistin ve Irak hattında neler olduğuna iyi bakın. Mukteda Sadr gibi bir Şii liderin, S. Arabistan ile yakınlaşmasına, ortaklığına dikkat edin. Mısır’dan İran sınırına kadar Arap dünyasında bir hareketlilik var ve yeni bir cephe şekilleniyor. Bu cephe İran’ı, İran’ın yayılma haritasını hedef alıyor.