Onlar; Anadolu’yu, sığındığımız “Son Kale”yi devirmeye çalıştılar, biz yeni ve çok güçlü kaleler kurduk.
Onlar; Türkiye’yi daha küçük parçalara ayırmaya, tarih dışına itmeye, coğrafyadan sürmeye çalıştılar, biz Türkiye’yi coğrafya kimliğine dönüştürdük.
Onlar; sesimizi-soluğumuzu kesmeye, varoluş kimliğimizi aşındırmaya ve ezmeye çalıştılar, biz, okyanuslara ulaşan bir siyasi dil, bilinç ve kimlik inşa ettik.
Onlar; Türkiye’yi bir yüz yıl daha güçsüz bırakmaya, rehin almaya, kontrol altında tutmaya çalıştılar, biz yüzyıl boyunca devam eden tek yanlı bağımlılık ilişkisini reddettik. “Cephe olma”, “köprü olma” tanımlarını reddettik. Alabildiğine güç inşa ettik, kendi gücümüze yatırım yaptık.
“Bir daha harita çizemezsiniz” dedik. “Artık Türkiye bu, coğrafya bu” dedik.