Doğruyu, gerçeği bütün açıklığı ile ortaya koymak
zorundayız. Ne kadar acı verici olsa da, ne kadar tehdit
içerse de, ne kadar moralimizi bozsa da bizim için gerçeği
bilmekten daha önemli bir savuma kalkanı hiçbir zaman
olmayacaktır.
Türkiye, tarihinin en ciddi tehditleriyle
yüzleşiyor. Ülkemiz,içeriden ve dışarıdan saldırı altında.
Bunu gizlemenin, yokmuş gibi davranmanın artık bir anlamı da,
imkanı da kalmadı. Bu aşamadan sonrasüslü cümlelerin arkasına
sığınıp, entelektüel patinaj yaparak bir tür körleştirme
operasyonuna zemin hazırlamak, söz konusu saldırılara ortak olmakla
eş değerdir.
ABD ve Avrupa
Türkiye'yi vuruyor
Tehlike çok büyüktür; ülkemizin ve milletimizin bir geleceği olup
olamayacağı ile ilgilidir. Yeni tehditlerden, saldırılardan
kastettiğim, dar anlamda terör ya da bir başka ülke ile
siyasi krizlerin tetiklediği iç güvenlik
sorunlarıyla sınırlı bir durum değildir.
Türkiye içinde ya da yakın çevremizde, iç iktidar
hesaplaşmasıyla ya da güç çatışmasıyla da sınırlı bir şey değildir.
Öyle; Suriye'de ABD ile ayrı düşmemizle, Rusya ve
İran'la ayrı düşmemizle ya
da Türkiye-İsrail krizleriyle ölçülebilecek bir tehdit de
değildir.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana ilk kez doğrudan iç
savaşla, işgalle tehdit edilmektedir. Tehdit, açıkça, hiçbir
tereddüde mahal bırakmayacak şekilde Türkiye'nin müttefiklerinden
gelmektedir. Tehdit doğrudan Washington merkezlidir, Brüksel
merkezlidir.