Vize skandalı ABD’nin bütün kirli hesaplarını deşifre etti. FETÖ’nün başarısız olması, ABD ile bağlantılarının açığa çıkması, Fırat Kalkanı’ndan sonra İdlib’de başlatılan operasyonun Batı’ya doğru genişleyecek olması “terör koridoru” planlarını ve Türkiye’ye yeni saldırı hazırlıklarını suya düşürdü. ABD yönetimi Türkiye’ye karşı ilan edilmemiş bir savaş başlattı. Biraz geniş bakalım:
15 Temmuz, sadece bir FETÖ darbe girişimi değil, ABD’nin Türkiye’ye açık müdahalesiydi. Klasik darbe girişimlerinden farklı bir dış müdahaleydi. Senaryo Türkiye’de devlet sisteminin hücrelerine kadar yerleştirilmiş Gülen ve terör örgütü üzerinden uygulandı.
Türkiye kontrol altına alınacak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ona destek olan öncü çevre tamamen tasfiye edilecek, ülke yeniden ABD eksenine çekilip vesayet altına alınacaktı. Hatta bundan ötesi vardı:
O gece milletimiz dünya sistemini tarihe gömdü!
Senaryo başarıldığında PKK unsurları harekete geçirilip Türkiye bölünecek, Erdoğan’a Marmaris’te suikast düzenlenecek ya da esir alınacaktı. Türkiye efsanesi, yıldızlaşan ülke hayalleri tarihe gömülecek, yüz yıl sonra yeniden varolma, yükselişe geçme hesapları sıfırlanacaktı.
15 Temmuz gecesi milletimiz, bir darbeyi değil bir işgal harekatını püskürttü. Çokuluslu konsorsiyumun Türkiye planlarını alt üst etti. Dünya tarihine bir model, direniş örneği sundu. Uluslararası sistem dediğimiz işgal ve hegemonya düzeninin itibarını yerle bir etti. Bu, ABD için ağır bir yenilgi, rezil olma haliydi. İlk kez planları tutmamış, ilk kez başarısızlığı tatmışlardı.