Zor zamanlarda sağlam duran adamların söz söyleme zamanı. Cesur
çıkışların, cesur adımların, vatan-ülke-millet sevdasıyla öne
atılmanın zamanı.
Kökleri derinlerde olanların bir adım öne çıkma, bu kafa
karışıklığında, o derinlerden gelen sesi bugüne, bugünün
insanlarına aktarma zamanı.
İslam dediğimiz, millet dediğimiz, ümmet dediğimiz, ülke dediğimiz,
kardeşlik dediğimiz, bin yıllık direnç dediğimiz değerleri yüksek
sesle haykırma, zihinlerimize ve coğrafyamıza dalga dalga yayma
zamanı.
Unutmayın, biz hep yalnızız. Hep yalnızdık..
Aynı tehditler, aynı yalnızlık
Yüz yıl önce Çanakkale'de, Filistin'de, Kanal'da, Yemen'de,
Mezopotamya'da, Doğu Cephesi'nde ne kadar yalnızsak bugün de o
kadar yalnızız.
Anadolu içlerine kadar yayılan küresel işgal karşısında, o işgale
karşı verilen istiklal mücadelesinde ne kadar yalnızsak bugün de
Güneydoğu'dan başlatılan işgal girişimi karşısında, yeni işgale
karşı verilen yeni istiklal mücadelemizde o kadar yalnızız.
Bize yönelen işgallerin, işgal girişimlerinin arkasında her zaman
çokuluslu ittifaklar oldu. Ama direnişlerimizin, özgürlük
mücadelelerimizin arkasında hiç kimse olmadı. Bu, geçmişte de
öyleydi, bugün de böyle, yarın da öyle olacak.