George W. Bush döneminden çok daha tehlikeli çılgınlıklarla karşı karşıyayız. Yeni bir Evanjelist, İsrail aşırı sağı dalgası ile, bir faşizm tehdidiyle yüzleşiyoruz. Üstelik bu tehdit, öncekinden daha küresel, daha yaygın sonuçlar doğuracak nitelikte. Sadece bizi hedef almıyor, dünyanın tamamını hedef alıyor, ABD’nin kendisini bile vuruyor.
ABD’nin kendi içindeki güçler kavgası, Trump’la yerleşik sistem arasındaki mücadele, dünyanın genel sorunu, en büyük krizi haline geldi. Bu kavgada her iki taraf da, en aşırı uçlarla ortaklık kuruyor, birbirine karşı cepheyi güçlendiriyor. Öyle ki, Evangelist sapkınlar için olağanüstü elverişli ortam oluştu. Daha da güçleniyorlar, ipleri ellerine alıyorlar, kıyamet savaşına kendilerince biraz daha yakınlaşacak imkânlara kavuşuyorlar. Bu da ABD’yi, ABD’nin kendi iç savaşını dünya için, bütün milletler için birinci tehdit haline getiriyor, getirdi bile.
Bir tür Haçlı Savaşı hazırlığı yapıyorlar
Görünüşte ABD’nin Türkiye ile, Avrupa ülkeleri ile, Rusya ve Çin ile, Latin Amerika ile, kısaca birkaç ülke hariç, dünyanın tamamı ile bir ekonomik savaşı var. Bu savaş, ekonomik ölçekte görünse de, siyasi, askeri, jeopolitik sonuçlara hatta yıkımlara yol açacak. Ancak ABD’nin savaşı yürütürken, kendi içinde pazarlarken dini/mezhebi çevreleri kullanması, onların gücünü devreye sokması, savaşa bir tür “Haçlı misyonu” yüklemesi, dünyada yol açacağı yıkımı iki katına çıkaracak.
Bush dönemi çılgınlığı 11 Eylül saldırılarına, Afganistan ve Irak işgaline, dünyanın her köşesine yayılan esir ticaretine, küresel ölçekte cadı avına, işkencenin bir ibadet aşkıyla uygulanmasına, birçok ülkenin talan edilmesine, bazı ülkelerin parçalanmasına, etnik ve mezhep kavgalarının kontrol edilemez hale gelmesine yol açtı. O zaman ABD gücünün zirvesindeydi. Askeri, siyasi, ekonomik gücü karşı konulmazdı.
Çöküşü erteleme derdinde, son kozlarını oynuyor ABD..