Türkiye; 2023’e, içeride bütün çatışma alanlarını ortadan kaldırarak girmek zorunda. Cumhuriyet döneminin keskin, yıpratıcı, çözücü ve dışarıdan yönetilen, büyük çoğunlukla Yirminci Yüzyıl küresel konjonktüründen beslenen siyasi cepheleşmelerini etkisizleştirmeden, yeni bir Türkiye inşa etmek mümkün olmayacaktır.
Bu çatışma ve ayrışma düşünceleriyle yüzleşmeden 15 Temmuz gibi, PKK terörü gibi dışarıdan müdahalelerin önünü kapatmak mümkün olmayacaktır. Çünkü bunların hepsi dış müdahale aracı olarak kullanılmaktadır. Böyle bir mücadelenin üstesinden gelemeyen Türkiye’nin, bırakın daha da büyüyüp güçlenmeyi, 2023’e kadar bir bütün olarak ayakta kalması bile tehlikeye girecektir.
Türkiye, kırk yıldır dış müdahaleye direniyor
Kırk yıldır terörle mücadele eden bu ülke, aslında kırk yıldır dış müdahaleyle mücadele etmektedir. Bu yüzden PKK/PYD ile mücadele bir işgal girişimine, dış müdahaleye karşı savunmadır. FETÖ bir dış işgal girişimidir ve PKK terörünü yöneten merkez tarafından yönetilmektedir.
15 Temmuz ve sonrası verilen mücadele de, tıpkı PKK meselesinde olduğu gibi, bir dış tehdide, işgal girişimine karşı savunmadır. Benzer biçimde, Suriye’nin kuzeyinde, sınırlarımızın sıfır noktasında oluşturulan kuşak, bir dış işgal hazırlığıdır ve o kuşağı boşa çıkarma mücadelesi Türkiye’yi kurtarma mücadelesidir, milli mücadeledir.
‘Muhafazakâr muhalefet’ ve “içeriden müdahale..”