Beşiktaş’ın kazandığı Fenerbahçe derbisi sadece 15. haftayı kurtaran bir maç değildi elbette. 7 güne 7 yıllık sorun sığdırmayı başaran başkan ve yönetimin kendi içerisindeki problemleri koca bir belirsizlik oluşturmuştu. Taraftarların ve camianın bunaldığı bir dönemde bu tarz galibiyetler puslu havayı bir anda dağıtır. Keza öyle de oldu. Geçen hafta ile bu hafta arasında siyahla beyaz kadar fark var. Büyük camialar, kendi içerisindeki dinamikleri ile bu durumlardan en kısa sürede çıkmayı bilirler. Bu süreç de öyle olacak. 5 aya 2 seçim sığdırmak teknik olarak belki Beşiktaş’ı yoracak ama sonunun Beşiktaş camiası için çok hayırlı olacağına inanıyorum. Hatta bundan sonra seçilerek gelen başkanın son yıllarda hiçbir başkanın etmediği kadar rahat edeceğini düşünüyorum. Maddi olarak elbette zorlanacaktır ama sosyolojik olarak Beşiktaşlılar’ın genel desteğini alacaktır. 20 yılı aşkın süredir devam eden bölünmüşlüklerin, şahsi meselelerin, ne olursa olsun “İstemezük” anlayışının rafa kalkacağını düşünüyorum. Beşiktaş, bu konuda çok yorgun. 2019’dan bu yana 5 senede 3 başkan, 11 teknik direktör değiştirdi. Bu, neresinden bakarsanız bakın sağlıklı bir durum değil. Bundan sonra kuracağım cümleler size klişe gelmesin. Beşiktaş’ın güçlü bir konsensüse ihtiyacı var ve bence şu an tam zamanı. Böyle zamanlar kendi figürlerini de ön plana çıkartır. Kulübün, geçiş sürecinde daha büyük sıkıntı çekmemesi adına Hüseyin Yücel’in “Buradayım” demesi önemliydi. Çünkü büyük bünyelerde başıboşluğun hasarı da büyük olur. O nedenle değerli bir sahip çıkıştı. Şimdi camia Serdal Adalı’nın adaylığını bekliyor. Gördüğüm kadarıyla kendisine her zamankinden daha fazla teveccüh var. Beşiktaş, bu dönemi ikili yarış yerine tek listeyle geçmeli. Kazanma ihtimali yüksek olan Adalı ile birlikte, Beşiktaş için sorumluluk alan Yücel’in birlikte seçime girmesi camiayı çok güçlü kılacaktır. Hatta varsa diğer adayların da tek liste sürecine dahil olması… Galatasaray bunu yaptı, Beşiktaş neden yapmasın, neden y...