Şii-Sünni ayrışmasından, cepheleşmesinden sonra coğrafyamızda yeni bir ayrışmanın, bölünmenin, cepheleşmenin temelleri atılıyor. Suudi Arabistan’ın “Ilımlı İslam’a geçiyoruz” açıklaması tehlikeli bir oyun içeriyor. ABD-İsrail ekseni bölgesel nitelikle yeni bir cephe hattı oluşturuyor.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, İsrail ve ABD arasındaki tuhaf gelişmeleri bir süredir izliyoruz. İran’a karşı olduğunu bildiğimiz ama son zamanlarda açıkça Türkiye karşıtı bir hal alan, Türkiye’nin bölgedeki etkisini sınırlamaya dönük seyir izleyen yeni bir durum söz konusu.
Bir garip ittifak, bir özürlü cephe
Bir garip ittifak, bir özürlü cephe şekillendiriliyor. Bu cephenin Sünni Arap dünyasını tek bir eksende tutmaya, onu da ABD-İsrail eksenine hapsetmeye dönük olduğu apaçık ortada.. Müslüman Arap coğrafyası BAE ve İsrail üzerinden rehin alınıyor, işin pazarlama tarafı da Suudi Arabistan üzerinden yürütülüyor.
Dünyayı şaşırtan açıklamayı önceki gün Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman açıkladı: “Ilımlı İslam’a dönüyoruz…” Veliaht Prense göre, 1979 İran devrimi bölgedeki bütün ülkelerin genetiğini bozdu. “Tehdit”le mücadele etmek için kendileri radikal düşüncelere kapıldı, o hareketlere destek verdi. Şimdi bunu düzeltme zamanı, bu düşüncelerden arınıp “Ilımlı İslam Projesi” uygulama, “normalleşme” zamanı.
Veliaht Prens’in haklı olduğu tek bir şey var; İran Devrimi’nin bitmiş olması.. Dolayısıyla rejim ihracı, devrim ihracı gibi tehlikelerin ortadan kalkmış olması.. Onlar için İran tehdidi hala ortada duruyor, Tahran’ın S. Arabistan’ı parçalama hayalleri ortada duruyor. Devrim bittiği için Suudiler de yeni bir güvenlik kalkanı, ABD ve İsrail’le iç içe yeni bir cephe inşa ediyor. Buraya kadar her şey normal.