FETÖ, Türkiye’ye yönelik çokuluslu müdahalenin ilk aşamasıydı. Ortadoğu’nun her yerinde cirit atan ve Batılı istihbarat teşkilatları tarafından yönetilen, ülkeleri istikrarsızlaştırmak ve parçalamak için kullanılan terör örgütleri nasıl bir rol üstlendiyse FETÖ bunun Türkiye ayağıdır.
Ülkelerine, milletlerine, tarihlerine ihanet etmiş insanlardan oluşturulan bu yapı, yüz yıl sonra yeniden uyanışa geçen milletimize sıkılan kurşundur. Çünkü onlar, patronları aynı olan PKK ile koordineli bir biçimde “Türkiye Cephesi”ni açmak için harekete geçirilmişler, bu cephe açıldıktan sonra ülkemizin Irak gibi, Suriye gibi, Libya gibi paramparça olması için ihale almışlardır.
Bu dava milli hesaplaşma, siyasi tarih mücadelesidir
Dün başlayan Akıncı duruşması, Türkiye’nin siyasi tarihine, işgal güçleri ile yerli olan arasındaki hesaplaşmanın bir parçası olarak geçecektir. Çünkü onlar, ABD istihbaratı adına, Avrupa ülkeleri adına, İsrail adına Türkiye’ye saldıran, ülkeyi onlar için teslim almaya girişen bir “iç işgal örgütü”dür. Bu dava da, tıpkı 15 Temmuz gecesi direnişi gibi, yerli olanla istilacılar arasındaki mücadeledir.
Bu yüzden, ortada bir “darbe davası” yoktur. Mesele sadece hukuki bir mesele değildir. Alacakları ceza, yargılanacakları kanun maddesi ya da cinayet davası meselesiyle sınırlı değildir. Bu bir milli hesaplaşmadır. Bir siyasi tarih hesaplaşmasıdır.
Burada darbeciler değil işgal güçleri yargılanıyor