Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü konuşmasında derin bir değişime işaret eden cümleler vardı. Özellikle Irak'tan gelen tepkileri hedef alan Erdoğan, Suriye ve Irak'a ilişkin Türkiye'nin pozisyonunu çerçevelendirirken aslında Türkiye'nin güvenlik politikalarındaki radikal değişikliğe işaret ediyordu.
Bu değişimi ne kadar anlayabildik?
Musul ve çevresinde askeri kamplar oluşturmak, Başika askeri üssü, Fırat Kalkanı ile Suriye içlerine müdahale ve bunların dışında birçok ülkede askeri üsler kurmaya dönük çabalar, Türkiye'nin bundan sonra nasıl bir güvenlik stratejisi uygulayacağına dair işaretleri zaten vermişti.
Tehdit neredeyse orası vurulacak..
Ama dünkü Din Şurası'ndaki konuşmasında sarfettiği sözler, Yeni Türkiye'nin yeni güvenlik konseptinin resmini çizdi. Türkiye artık hiçbir tehdidi içeride karşılamayacak, tehdidin kaynağında vuracak. Yani Türkiye'nin savunması içeride, sınırlarda değil, tehdit nereden geliyorsa o topraklarda başlayacaktı.
Buraya nereden geldik, ne değişti, nasıl bir coğrafya gerçeği bizi buna itti, 15 Temmuz saldırısının bu derin değişiklikte rolü nedir, kapsamlı bir analize, sorgulamaya ya da teşvike ihtiyaç var.